IMO taşıma konteyneri

Taşımacılıkta IMO ne demektir? IMO sembolleri ne anlama gelir?

Taşımacılıkta IMO (Uluslararası Denizcilik Örgütü) denizcilik güvenliği, gemi güvenliği ve deniz taşımacılığının etkinliği konularında önde gelen bir otoritedir. IMO, uluslararası standartların belirlenmesini ve uygulanmasını sağlar. Konteyner taşımacılığındaysa IMO sembolleri, taşınan tehlikeli maddelerin doğru sınıflandırılması ve işaretlenmesi için kullanılır. Bu yazımızda IMO sembolleri ve IMO konteyner taşımacılığının detaylarını paylaşacağız.

IMO taşıma konteyneri

Uluslararası denizcilik ve taşıma endüstrisinde, taşımacılık ve güvenlik konularında dünya çapında standartların belirlenmesi için birçok kuruluş çalışmalarıyla katkıda bulunmaktadır. Bu organizasyonlardan biri de Uluslararası Denizcilik Örgütü veya kısaca IMO’dur. Bu yazımızda taşımacılıkta IMO’nun ne anlama geldiği ve konteyner taşımacılığında IMO sembollerinin öneminden bahsedeceğiz.

Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün (IMO) amacı nedir?

IMO, 1948 yılında kurulmuş olan ve merkezi Londra’da bulunan bir Birleşmiş Milletler kuruluşudur. Amacı, dünya çapında denizcilik güvenliğini, deniz kirliliğinin önlenmesini, gemi güvenliğini ve etkin deniz taşımacılığını teşvik etmektir. IMO, uluslararası denizcilik faaliyetlerinde standartların belirlenmesi ve uygulanması konusunda önde gelen otorite olarak kabul edilmektedir.

IMO’nun taşımacılıkta oynadığı rol, gemilerin ve denizcilikle ilgili operasyonların güvenli ve etkin bir şekilde gerçekleştirilmesini sağlamaktır. Bu amaçla IMO, gemilerin yapısını, donanımını, güvenlik prosedürlerini, mürettebat eğitimini ve daha birçok unsuru düzenleyen bir dizi uluslararası sözleşme ve yönetmeliği belirlemiştir. Bu düzenlemeler, gemilerin standartlara uygun olmasını, deniz kazalarının ve kirliliğin azaltılmasını ve uluslararası deniz taşımacılığının güvenli ve sürdürülebilir bir şekilde gerçekleştirilmesini sağlar.

Konteyner taşımacılığında IMO sembolleri

Konteyner taşımacılığı, dünya ticaretinde önemli bir rol oynayan ve birçok sektörün tedarik zincirinde vazgeçilmez bir halka olan bir taşımacılık yöntemidir. Bu alanda IMO sembolleri, konteynerlerin içeriklerini ve taşıdıkları tehlikeli maddeleri belirtmek için kullanılır. Konteynerlerde taşınan tehlikeli maddeler, uluslararası taşımacılıkta standartlara uygun bir şekilde işaretlenmelidir. Böylece gemi personeli, liman işçileri ve acil durum ekipleri, taşınan maddenin tehlike seviyesini ve gerekli güvenlik önlemlerini hızlıca anlayabilir.

IMO sembolleri, tehlikeli maddelerin doğasını ve taşıma koşullarını belirtmek için kullanılan standardize edilmiş sembollerdir. Bu semboller, kimyasal maddelerin patlayıcı, yanıcı, toksik, radyoaktif veya diğer potansiyel tehlikeleri temsil eder. Konteynerlerde kullanılan IMO sembolleri, bu tehlikeli maddelerin doğru şekilde tanımlanmasını ve taşınmasını sağlar. Böylece, güvenlik standartlarına uygun bir şekilde hareket edilerek kazaların ve istenmeyen olayların önlenmesi hedeflenir.

IMO tehlikeli madde sınıfları

IMO taşımalarında tehlikeli madde sınıfları aşağıdaki gibi belirlenmiştir.

Sınıf 1: Patlayıcılar

Sınıf 1.1: Kitle Halinde ve Birden Patlayanlar

Sınıf 1.2: Parça Fırlatan Fakat Kitle Halinde Patlamayanlar

Sınıf 1.3: Alevli Patlayanlar

Sınıf 1.4: Düşük Zarar Veren Patlayıcılar

Sınıf 1.5: Patlaması Zor Fakat Kitle Halinde Patlayabilenler

Sınıf 1.6: Patlaması Zor ve Kitle Halinde Patlama Tehlikesi Olmayanlar

Sınıf 2: Gazlar

Sınıf 2.1: Yanıcı Gazlar

Sınıf 2.2: Yanıcı ve Zehirli Olmayan Gazlar

Sınıf 2.3: Zehirli Gazlar

Sınıf 3: Yanıcı Sıvılar

Sınıf 4: Yanıcı Katılar

Sınıf 4.1: Yanıcı Katılar

Sınıf 4.2: Kendiliğinden Yanabilen Katılar

Sınıf 4.3: Suyla Temas Ettiğinde Tehlike Arz Edenler

Sınıf 5: Oksitleyici Maddeler ve Organik Peroksitler

Sınıf 5.1: Oksitleyici Ajanlar

Sınıf 5.2: Organik Peroksitler

Sınıf 6: Toksik ve Mikrop Bulaştırıcı Maddeler

Sınıf 6.1: Toksik (Zehirli) Maddeler

Sınıf 6.2: Mikrop Bulaştırıcı Maddeler

Sınıf 7: Radyoaktif Maddeler

Sınıf 8: Aşındırıcı (Korozif) Maddeler

Sınıf 9: Diğer Tehlikeli Maddeler

 

IMO sembolleri, uluslararası taşımacılıkta standartlaştırılmış bir iletişim aracı olarak önemlidir. Sembollerin doğru bir şekilde kullanılması, taşınan tehlikeli maddelerin tanımlanmasını kolaylaştırır ve tüm paydaşların güvenliğini sağlar. IMO sembolleri, gemi personeli, liman işçileri, acil durum ekipleri ve diğer ilgili taraflar için de önemli bir bilgi kaynağıdır. Bu semboller, tehlikeli maddelerin doğru tanımlanmasını ve uygun güvenlik önlemlerinin alınmasını sağlamaktadır. Bu semboller, taşımacılık sektöründe çalışan herkesin dikkat etmesi gereken önemli bir iletişim aracıdır. Taşımacılık sektöründe çalışan herkesin IMO sembollerine aşina olması ve bu sembolleri doğru bir şekilde yorumlaması hayati öneme sahiptir.

Konteyner taşımacılığında IMO sembollerinin doğru kullanımı, taşınan maddelerin doğru şekilde sınıflandırılmasını ve etiketlenmesini sağlar. Bu da taşıma işlemlerinin güvenliğini artırır ve olası kazaların önlenmesine yardımcı olur. Ayrıca, IMO sembolleri, ilgili taraflar arasında doğru iletişimi sağlayarak taşınan maddelerin doğru bir şekilde işlenmesini ve depolanmasını kolaylaştırır.

Konteyner taşımacılığındaki semboller, aynı zamanda taşımacılık sürecinin sürdürülebilirliği açısından da önemlidir. Tehlikeli maddelerin doğru şekilde işaretlenmesi, çevresel etkilerin minimize edilmesine yardımcı olur ve doğal kaynakların korunmasını destekler. Bu da taşımacılığın çevresel yönetişimi açısından büyük bir adımdır.

Güvenli taşımalar için Hubtic‘i tercih edin

Hubtic, IMO taşımalarında ihracat ve ithalatçılar için güvenilir bir ortak olmaktadır. Uluslararası standartlara ve düzenlemelere uyumun sağlanması, tehlikeli maddelerin güvenli taşınması için son derece önemlidir. Hubtic’in uzman ekibi, IMO düzenlemeleri ve yönergeleri konusunda bilgi sahibi olan deneyimli profesyonellerden oluşmaktadır. Güvenli ve uyumlu taşımacılık için [email protected] adresinden uzman ekibimizle iletişime geçebilirsiniz.

 

Limanda konteyner görseli

Konteyner takibi nasıl yapılır?

Konteyner takibi, lojistik süreçlerinizi yönetmek ve zamanında teslimatlar yapmak için kritik öneme sahiptir. Bu yazımızda, konteyner takibinin detaylarına ve en son teknolojilere göz atacağız.

Konteyner takibi yapılan konteynerler

Bir konteynerin konumunu, hareketlerini, sıcaklık, nem gibi özelliklerini takip etmek ve müşterilere bilgi sağlamak için kullanılan çeşitli konteyner takip sistemleri kullanılmaktadır. Bu yöntemler, nakliye süreçlerini daha iyi yönetmek, zamanında teslimatlar gerçekleştirmek ve müşteri memnuniyetini artırmak için oldukça önemlidir.

Konteyner takibi nedir?

Gönderilen konteynerlerin takip edilmesi, nakliye sürecinin güvenliği ve yönetimi açısından oldukça önemli bir uygulamadır. Bu sayede, teslimatın ne zaman gerçekleştirileceği şeffaf bir şekilde kontrol edilebilir ve nakliye süreci daha iyi yönetilebilir. Üreticiler ya da tedarikçiler gönderdikleri malları kontrol etmek için farklı teknolojilerden faydalanan konteyner takip programlarını kullanmaktadır.

Konteyner takibi nasıl yapılır?

Konteyner takibi için GPS, GSM ve sensörler gibi teknolojiler kullanılır. GPS teknolojisi, konteynerin konumunu takip etmek için kullanılır. GSM ise konteynerin hareketlerini takip etmek için kullanılır. Sensörler ise konteynerin sıcaklık, nem gibi özelliklerini takip etmek için kullanılır.

GPS teknolojisi, konteyner takibi için en sık kullanılan teknolojilerden biridir. GPS teknolojisi, konteynerin tam konumunu belirlemek için uydu sinyallerini kullanır. GPS teknolojisi sayesinde, konteynerin tam konumu öğrenilebilir ve nakliye süreci daha iyi yönetilebilir.

GSM ise mobil telefonlar için bir dijital hücresel ağ standardıdır ve kullanıcıların mobil telefonlarını bir ağa bağlanmasına olanak tanır. GSM ağları, GPS cihazlarından alınan verileri toplar ve bunları nakliye süreci boyunca ilgili taraflara aktarır.

Teknolojinin hızlı bir şekilde gelişmesiyle birlikte, konteyner takibi için kullanılan teknolojiler de sürekli olarak geliştirilmektedir. En son teknolojiler arasında şunlar da yer almaktadır:

RFID (Radyo Frekansı Tanımlama):

RFID teknolojisi sayesinde, konteynerlerin hareketleri ve konumları, çeşitli sensörler kullanılarak gerçek zamanlı olarak takip edilebilir. RFID teknolojisi, tedarik zinciri yönetiminde kullanılan bir diğer teknolojidir.

Mobil Uygulamalar:

Mobil uygulamalar sayesinde, müşteriler, konteynerlerinin konumunu ve hareketlerini takip edebilirler. Ayrıca, müşteriler, nakliye süreciyle ilgili gerekli belgeleri ve bilgileri de bu uygulamalar üzerinden takip edebilirler.

Bulut Tabanlı Teknolojiler:

Bulut tabanlı teknolojiler, konteyner takibi için oldukça önemlidir. Bu teknolojiler sayesinde, müşteriler, konteynerlerinin konumunu ve durumunu her zaman takip edebilirler. Ayrıca, müşteriler, tedarik zinciri yönetimlerini de bu teknolojiler sayesinde daha etkili bir şekilde yapabilirler.

İhracatçı ve ithalatçı için takip sistemlerini avantajları nedir?

Deniz yolunda ya da kara yolunda kullanılan konteynerlerin kolayca takip edilebilmesi ihracatçı ve ithalatçılar için birçok avantaj sağlamaktadır. Konteyner takibi, müşterilere nakliye süreci hakkında gerçek zamanlı bilgiler sunarak, lojistik yönetimlerini daha etkili bir şekilde yapmalarını sağlar.

Hızlı ve doğru bir şekilde cevap verecek şekilde kullanılmış bir takip sistemi alıcı ve gönderici arasındaki iletişim trafiğini azaltarak, operasyonları hızlandırır ve maliyeti düşürür. Konteyner takibi sayesinde, müşteriler, konteynerlerinin konumunu ve durumunu gerçek zamanlı olarak takip edebilirler. Bu sayede, nakliye süreci daha iyi yönetilebilir ve zamanında teslimat gerçekleştirilebilir.

Lojistikte en çok dikkat edilen konulardan birisi de hasarlanmadır. Takip teknolojilerinin kullanılması, gerçekleştirilen taşımalarda güvenliği de artırır. Konteyner takibi sayesinde, konteynerlerin hareketleri ve konumları sürekli olarak takip edilir. Bu sayede, konteynerlerin hırsızlık veya zarar görmesi durumunda, müdahale edilebilir ve gereken önlemler alınabilir.

Konteyner takibi ayrıca, planların daha net bir şekilde yapılmasını ve devamlılığın sağlanmasını da sağlar. Bu sayede müşteriler, nakliye süreciyle ilgili gerekli kararları alabilirler ve lojistik yönetimlerini daha etkili bir şekilde yapabilirler. Zamanında teslimatlar kolaylaşırken, müşteri memnuniyeti de artırılırmış olur.

Sonuç olarak, ihracat ve ithalatçılar için konteyner takibi, nakliye süreçlerini daha iyi yönetmelerine ve operasyonları daha hızlı ve güvenli bir şekilde gerçekleştirmelerine yardımcı olan bir yöntemdir. Konteyner takibi sayesinde, müşteriler, nakliye süreciyle ilgili gerçek zamanlı bilgilere erişebilirler ve lojistik yönetimlerini daha etkili bir şekilde yapabilirler. Hubtic gibi dijital nakliye şirketleri, müşterilerine konteyner takibi hizmetleri sunarak, müşteri memnuniyetini artırmakta ve nakliye süreçlerini daha etkili bir şekilde yönetmelerine yardımcı olmaktadır.

Hubtic ile yükünüzü 7/24 takip edin!

Dijital bir lojistik şirketi olan Hubtic, katma değerli taşıma hizmetlerinin içerisinde müşterilerine yük takibi hizmeti de sunmaktadır. Hubtic’in gerçek zamanlı takip sistemleri sayesinde, ihracat ya da ithalat yapan taraflar taşımalarıyla ilgili güncel bir bilgilere her zaman, diledikleri platformdan ulaşabilmektedir. Bunun yanında, Hubtic’in bulut tabanlı teknolojileri sayesinde, tüm lojistik süreçleri de tek bir platform üzerinden yönetilebilmektedir. Hubtic’in mobil uygulamaları ve bulut tabanlı teknolojileri sayesinde, gerekli belgeleri ve bilgileri her zaman elde edebilirler ve lojistik yönetimlerini daha etkili bir şekilde yapabilir, sadece konteynerlerinin değil, tüm nakliye süreçlerinin kontrolünü ellerinde tutabilirsiniz. Dilediğiniz tüm taşımalarınız için [email protected] adresinden uzman ekibimizle iletişime geçebilirsiniz.

TEU nedir? Nasıl hesaplanır?

Konteyner taşımacılığı, günümüzde uluslararası ticaretin önemli bir bileşeni haline gelmiştir. Bu taşımacılık yöntemi, farklı ulaşım türleri arasında kolaylıkla transfer edilebilen standart boyutlardaki konteynerlerin kullanılmasına dayanır. Konteyner gemileri ve terminallerinin kapasitesi ise genellikle TEU (Yirmi Ayak Eşdeğer Birimi) olarak ifade edilir. Peki, TEU tam olarak nedir ve nasıl hesaplanır?

TEU, yirmi ayak uzunluğundaki bir konteynerin standart ölçüsüne denk gelir. Bir TEU, yaklaşık olarak 33 metreküp hacme sahip olan bir konteynerdir. TEU’nun kullanılmasının temel nedeni, farklı boyutlarda ve kapasitelerdeki konteynerlerin standart bir birimde ifade edilebilmesidir. Bu da lojistik süreçlerini daha kolay ve verimli hale getirir.

TEU hesaplaması nasıl yapılır?

 

TEU’nun hesaplanması oldukça basittir. Konteynerlerin TEU olarak ifade edilebilmesi için standart 20 ayak uzunluğunda (6.1 metre) olmaları gerekmektedir. Eğer konteyner daha küçük veya daha büyük bir boyuta sahipse, bu durumda TEU olarak ifade edilemez. Her bir TEU, 20 ayak uzunluğundaki bir konteynere karşılık gelir ve genellikle bir konteyner gemisinin veya terminallerinin kapasitesi TEU cinsinden ifade edilir.

 

Konteyner Boyutu Uzunluk (fit) Uzunluk (metre) TEU Hesaplama
20 fit konteyner 20 ft 6.1 m 1 TEU
40 fit konteyner 40 ft 12.2 m 2 TEU
45 fit konteyner 45 ft 13.7 m 2.25 TEU
53 fit konteyner 53 ft 16.2 m TEU değil
İki adet 20 fit konteyner 2 x 20 ft 2 x 6.1 m 2 TEU
Bir adet 20 fit ve bir adet 40 fit konteyner 20 ft + 40 ft 6.1 m + 12.2 m 3 TEU

 

Gemi TEU hesaplaması nasıl yapılır?

 

Gemi TEU hesaplaması, konteynerlerin sayısını kullanarak yapılır. Örneğin, bir konteyner gemisi 5.000 adet 20 ayak uzunluğunda konteyner taşıyabiliyorsa, bu geminin kapasitesi 5.000 TEU olarak ifade edilir. Aynı şekilde, bir konteyner terminali de TEU cinsinden kapasitesini belirtebilir. TEU hesaplaması, lojistik sektöründe kullanılan standart bir ölçüm birimidir ve konteyner taşımacılığının planlanması ve yönetimi açısından büyük önem taşır.

Konteyner taşımalarınız için Hubtic’i tercih edin

 

Hubtic ile çalışan müşteriler, dünya genelinde konteyner taşımacılığı yapma konusunda tam güvene sahip olabilirler. Geniş acente ağımız ve güçlü iş ortaklıklarımız sayesinde Hubtic her destinasyona konteyner taşımacılığı hizmeti sunar. Hubtic’in global çözümleri ve profesyonel ekibi, müşterileri ihtiyaçlarını en iyi şekilde anlayarak ve onlara en uygun taşıma seçenekleriyle hizmet verir.

ADR tabelası

ADR taşımacılığı nedir? ADR (tehlikeli madde) sınıfları nelerdir?

ADR, yani Tehlikeli Madde Taşımacılığı nedir? Karayolu taşımacılığını düzenleyen ADR mevzuatı içerisinde yer alan tehlikeli madde sınıfları nelerdir? ADR Belgesi hangi taşımalarda kullanılmaktadır? Bu ve benzeri soruların cevabı blog yazımızda.

ADR tabelası

ADR nedir?

Tehlikeli madde sınıfları ve özellikleri nelerdir?

Sınıf 1 – Patlayıcı maddeler ve nesneler

Sınıf 2 – Gazlar

Sınıf 3 – Alevlenebilir sıvılar

Sınıf 4.1 – Alevlenebilir katılar, kendiliğinden tepkimeye giren maddeler, polimerleştirici maddeler ve duyarlılığı azaltılmış katı patlayıcılar

Sınıf 4.2 – Kendiliğinden yanmaya yatkın maddeler

Sınıf 4.3 – Su ile temas ettiğinde alevlenebilir gazlar açığa çıkartan maddeler

Sınıf 5.1 – Yükseltgen (Oksitleyici) maddeler

Sınıf 5.2 – Organik peroksitler

Sınıf 6.1 – Zehirli maddeler

Sınıf 6.2 – Bulaşıcı maddeler

Sınıf 7 – Radyoaktif malzemeler

Sınıf 8 – Aşındırıcı maddeler

Sınıf 9 – Muhtelif tehlikeli maddeler ve nesneler

UN numarası nedir?

ADR belgesi hangi durumlarda zorunludur?

Karayolu harici tehlikeli madde taşımacılığında hangi düzenlemeler geçerlidir?

ADR kapsamında verilen belgeler nelerdir?

ADR başvurusu nereden yapılır? Başvuru ücretleri nedir?

SRC-5 belgesi nedir?

ADR muafiyet sınırları nedir?

Karayolu ile taşınması yasak olan maddeler nelerdir?

Tehlikeli madde taşımacılığında kullanılan levhalar

Taşınan ambalajların işaretlenmesi

ADR taşımacılık için gerekli donanımlar

İstanbul köprülerinde ADR taşımaları

Ro-Ro yoluyla ADR taşımacılığı

ADR (Tehlikeli Madde Taşımacılığı) ve ADR belgelerinin hazırlanması günümüzde oldukça merak edilen konulardan biridir. Özellikle ithalat-ihracat yapan şirketler ve taşımacılık işlemini gerçekleştiren lojistik şirketleri için bu konunun iyi anlaşılması ve uygulanması çok önemlidir. Tehlikeli maddeler, insan sağlığı veya çevre için potansiyel tehditler oluşturabilecek maddelerdir ve bu nedenle taşımaları sırasında özel önlemler alınması gerekir. Bu yönetmeliğin uygulanması, tehlikeli madde taşımacılığının güvenli ve etkin bir şekilde yapılmasını sağlar.

ADR nedir?

Tehlikeli Malların Karayolu ile Uluslararası Taşımacılığına İlişkin Avrupa Anlaşması, kısaltılmış şekliyle ADR, uluslararası bir taşıma yönergesidir. Bu anlaşma İngilizce olarak “European Agreement concerning the International Carriage of Dangerous Goods by Road” şeklinde adlandırılmaktadır. 1957 yılında ilk defa yürürlüğe giren bu yönerge iki yılda bir güncellenmektedir. En güncel sürümü ise ADR 2021 olarak geçmektedir.

Bu Birleşmiş Milletler yönergesinin en temel amacı; tehlikeli maddelerin hem insan sağlığına hem de çevreye verebileceği zararın önüne geçmek, kamuya açık olan karayollarında güvenli bir taşımacılığı mümkün kılmaktır. Yönerge ile aynı zamanda, göndericinin, alıcının, dolduran ve yükleyen tarafların, yükü boşaltanların ve hatta ambalajlayanların, taşımacıların ve tehlikeli madde nakliyatı yapan her aracın sürücüleri ve operatörlerinin sorumlulukları düzenlenmektedir. Bu aktörlerin çalışma koşulları da yönerge ile belirlenmektedir.

ADR anlaşmasının ana hatları şu şekilde açıklanabilir:

  1. Karayolu taşımacılığında tehlikeli maddelerin taşınması durumunda sertifikalı ambalajlar kullanılmalıdır,
  2. Tehlikeli madde olarak tanımlanan yüklerin taşımacılığında bu konuda eğitim alan sürücüler faaliyet göstermelidir,
  3. ADR Yönetmeliğinde belirtilen işaret, etiket ve turuncu plakalar donatılmalıdır,
  4. Tehlikeli maddelerin taşıması Taşıt Uygunluk Belgesi ya da ADR Uygunluk Belgesine sahip araçlarla yapılmalıdır,
  5. Hem gönderici hem de taşıyıcı olan firmanın Tehlikeli Madde Faaliyet Belgesi olmalıdır,
  6. Zorunlu hallerde, taşıma yapan araçların uzaktan takip sistemi ile izlenmelidir,
  7. Tehlikeli malların taşımasını yapan araç sürücülerinin SRC-5 belgesi olmalıdır,
  8. ADR taşımalarında Tehlikeli Çok Modlu Tehlikeli Mal Taşıma Formu’nun kullanılmalı,
  9. Taşınan tehlikeli maddeye göre bir tehlike anında taraflar için acil harekât planı oluşturulmalı,
  10. Tehlike maddelerin taşınmasında Tehlikeli Maddeler ve Tehlikeli Atık Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası yaptırılmalı,
  11. ADR Yönetmeliğinde Sınıf 1, Sınıf 6 ve Sınıf 7 olarak tanımı yapılmış yüklerin taşınmasında, yetkili mercilerden alınmış taşıma izin belgesinin fotokopisi bulunmalı,
  12. Sınıf 1 ve Sınıf 7 olarak nitelendirilen yüklerin taşınmasında SRC5 belgesine ek olarak Sınıf 1 ve Sınıf 7 belge sahibi sürücülere görev verilmelidir.

Tehlikeli madde sınıfları ve özellikleri nelerdir?

ADR’ye göre tehlikeli maddeler 1’den 9’a kadar başlıca sınıflara ayrılmıştır. Bu sınıfların detayları aşağıdaki gibidir:

Sınıf 1 – Patlayıcı maddeler ve nesneler

Sınıf 2 – Gazlar

Sınıf 3 – Alevlenebilir sıvılar

Sınıf 4.1 – Alevlenebilir katılar, kendiliğinden tepkimeye giren maddeler, polimerleştirici maddeler ve duyarlılığı azaltılmış katı patlayıcılar

Sınıf 4.2 – Kendiliğinden yanmaya yatkın maddeler

Sınıf 4.3 – Su ile temas ettiğinde alevlenebilir gazlar açığa çıkartan maddeler

Sınıf 5.1 – Yükseltgen (Oksitleyici) maddeler

Sınıf 5.2 – Organik peroksitler

Sınıf 6.1 – Zehirli maddeler

Sınıf 6.2 – Bulaşıcı maddeler

Sınıf 7 – Radyoaktif malzemeler

Sınıf 8 – Aşındırıcı maddeler

Sınıf 9 – Muhtelif tehlikeli maddeler ve nesneler

Sınıf 1 – Patlayıcı maddeler ve nesneler

Listedeki ilk sınıf olan Sınıf 1’e, çevreye hasar verebilecek bir hızda, sıcaklıkta ve basınçta, kimyasal tepkimeler sonucu gazlar oluşturabilen katı veya sıvı maddeler girmektedir.

Sınıf 1’e piroteknik maddeler olarak bilinen; patlayıcı olmayan ve kendine yeterli, ekzotermik kimyasal tepkimeler sonucu ısı, ışık, ses, gaz veya duman veya bunların bir karışımı biçiminde etki vermek üzere tasarlanmış maddeler veya madde karışımları da girmektedir. Kendileri patlayıcı olmayan, ancak patlayıcı gaz, buhar veya toz bulutu oluşturabilecek maddeler ise Sınıf 1 kapsamına girmemektedir. Diğer taraftan, su veya alkol içeriği belirtilen sınırları aşan su ya da alkol emdirilmiş patlayıcılar ile plastikleştirici içeren patlayıcılar ve

gösterdikleri baskın tehlike nedeniyle Sınıf 5’e atanan patlayıcılar Sınıf 1 içerisinde değerlendirilmez.

 

Sınıf 2 – Gazlar

Sınıf 2 başlığında, saf gazlar veya gaz karışımları ile bir veya birden fazla madde ve nesne içeren gaz ve gaz karışımlar yer almaktadır. Tam tanımlama ise “50 °C’de buhar basıncı 300 kPa’dan (3 bar) büyük olan veya 101,3 kPa standart basıncında 20 °C’de tamamen gaz halde olan maddeler olarak geçmektedir. Susuz hidrojen flörür ise Sınıf 8 içerisinde yer alır. Saf gazda bulunabilen, üretim süreçlerinde oluşan veya ürünün dengesini koruma amacıyla katılan diğer bileşenler ise gazın sınıflandırmasını ve taşıma koşullarını değiştirmemektedir.

Sınıf 2 maddeler aşağıdaki gruplara ayrılır:

  1. Sıkıştırılmış gaz: Taşıma için basınç altında ambalajlandıklarında -50 °C’de tamamen gaz halde olan maddeler,
  2. Sıvılaştırılmış gaz: Taşıma için basınç altında ambalajlandığında -50 °C’nin üzerindeki sıcaklıklarda kısmen sıvı olan gazlar,
  3. Soğutularak sıvılaştırılmış gaz: Taşıma için ambalajlandığında, düşük sıcaklığından ötürü kısmen sıvı hale getirilen gazlar,
  4. Çözülmüş gaz: Taşıma için basınç altında ambalajlandığında sıvı fazlı bir çözücüde çözündürülen gazlar,
  5. Gaz kartuşları olarak da bilinen küçük, gaz içeren, aerosol püskürtücüler ve kaplar.
  6. Basınç altında gaz içeren diğer nesneler,
  7. Özel şartlara tabi basınçlandırılmamış gazlar ve gaz numuneleri,
  8. Basınç altındaki kimyasallar: Sıkıştırılmış veya sıvılaştırılmış gaz tanımına uyan bir sevk yakıtı ile basınçlandırılmış olan sıvılar, macunlar veya tozlar ve karışımları,
  9. Adsorbe gazlar: Taşıma için paketlendiğinde 20 °C’de 101.3 kPa’dan az ve 50 °C’de 300 kPa’dan az bir iç kap basıncı verecek şekilde katı gözenekli bir malzeme üzerine adsorbe edilen gazlar.

Sınıf 3 – Alevlenebilir sıvılar

Sınıf 3 olarak belirlenen “Alevlenebilir Sıvılar” başlığındaki ürünlerin, ADR 1.2.1’ye göre “sıvılar” tanımının (a) bendine göre sıvı olarak tanımlanması; 50 °C sıcaklıkta, 300 kPa’dan (3 bar) fazla olmayan buhar basıncına sahip olması ve 20 °C’de ve 101,3 kPa standart basınç altında tamamen gaz halinde olmaması gerekir. Bu sıvıların parlama noktaları 60 °C’den fazla değildir. Bunun yanında Sınıf 3 başlığı, parlama noktası 60 °C’nin üstünde olan sıvı ve erimiş katı maddeleri de kapsar. Sınıf 3 kapsamında duyarlılığı azaltılmış sıvı patlayıcılar da yer almaktadır. Bu maddeler, patlayıcı özelliklerinin bastırması için homojen sıvı bir karışım oluşturmak üzere su ya da diğer sıvı maddelerin içinde çözünmüş halde veya süspansiyon halinde bulunan patlayıcı maddelerdir.

Sınıf 3 olarak tanımlanan maddeler aşağıdaki gibi maddelere ayrılmaktadır:

F: Alevlenebilir sıvılar, ikincil riski olmayan ve bu maddeleri içeren nesneler.

F1: Alevlenebilir sıvılar, parlama noktası 60 °C ve altında olan,

F2: Alevlenebilir sıvılar, parlama noktası 60 °C’den fazla olan, parlama noktasında veya

üstündeki bir sıcaklıkta taşınan veya taşıma için aktarılan,

F3: Alevlenebilir sıvılar içeren nesneler,

FT: Alevlenebilir sıvılar, zehirli,

FT1: Alevlenebilir sıvılar, zehirli,

FT2: Pestisitler,

FC: Alevlenebilir sıvılar, aşındırıcı,

FTC: Alevlenebilir sıvılar, zehirli, aşındırıcı,

D: Duyarlılığı azaltılmış sıvı patlayıcılar.

 

Sınıf 4.1 – Alevlenebilir katılar, kendiliğinden tepkimeye giren maddeler, polimerleştirici maddeler ve duyarlılığı azaltılmış katı patlayıcılar

Sınıf 4.1’e dâhil olan alevlenebilir katılar, çabuk tutuşabilir katılar ve sürtünmeden dolayı yangına neden olabilen katılar olarak tanımlanmaktadır. Çabuk tutuşabilir katılar, kibrit yanmasına benzer şekilde, bir ateşleme kaynağı ile kısa süreli temas ettiğinde kolayca tutuşan ve hızla yayılan tozlu, tanecikli veya macunsu maddelerdir. Zehirli tutuşma ürünleri de tehlikeli maddeler arasındadır. Metal tozlar ise yangının söndürülme zorluğu nedeniyle tehlikeli maddeler içinde yer alır.

Aşağıdaki maddeler Sınıf 4.1 içerisinde yer alır:

– Çabuk tutuşabilir katı maddeler ve nesneler,

– Kendiliğinden tepkimeye giren katılar veya sıvılar,

– Duyarlılığı azaltılmış katı patlayıcılar,

– Kendiliğinden tepkimeye giren maddelerle ilgili maddeler,

– Polimerleştirici maddeler.

 

 

Sınıf 4.2 – Kendiliğinden yanmaya yatkın maddeler

Sınıf 4.2 kapsamında yer alan “kendiliğinden yanmaya yatkın madde” tanımı, havadaki oksijen ile reaksiyona girerek ısı üreten ürünleri temsil etmektedir. Üretilen ısının oranı, ısı kaybını geçerse, maddenin sıcaklığı artacaktır. Bu da söz konusu maddelerin kendiliğinden yanmasına neden olabilmektedir.

Sınıf 4.2 başlığında şu maddeler yer almaktadır:

– Piroforik maddeler, karışımlar ve çözeltiler dahil olmak üzere hava ile temas ettiğinde 5 dakika içinde tutuşan maddeler,

– Kendiliğinden ısınan maddeler ve nesneler, karışımlar ve çözeltiler dahil olmak üzere, hava ile temas ettiğinde hiçbir enerji kaynağı olmadan ısınmaya yatkın maddeler. Bu maddeler,

yalnızca büyük miktarlarda ve uzun bir süre sonunda tutuşmaktadır.

 

Sınıf 4.3 – Su ile temas ettiğinde alevlenebilir gazlar açığa çıkartan maddeler

Bu başlıkta, su ile reaksiyona girerek, hava ile patlayıcı karışımlar oluşturmaya yatkın alevlenebilir gazlar açığa çıkartan maddeler yer almaktadır. Bu tarz karışımlar; çıplak ışık, kıvılcım çıkaran el aletleri, korumasız ampuller gibi kaynaklardan çıkabilecek kıvılcımlarla kolayca tutuşabilmektedir. Tutuşma sonrası ortaya çıkabilecek patlama dalgası ve

alevler çevreye zarar verebilir. Sınıf 4.3 maddelerin belirlenmesi için ADR 2.2.43.1.4’te tarif edilen test yöntemi kullanılır.

 

Sınıf 5.1 – Yükseltgen (Oksitleyici) maddeler

Yükseltgen, yani oksitleyici maddelerin bulunduğu Sınıf 5.1, kendilerinin yanıcı olmaları gerekmediği halde, genellikle oksijen vererek başka malzemelerin yanmasına neden olan veya buna katkıda bulunan maddeleri kapsamaktadır. Sınıf 5.1’de yer alan kimyasal olarak kararsız maddeler, taşıma sırasındaki polimerizasyonu veya tehlikeli bozunmayı önlemek için gerekli önlemler alınmadan taşıma için kabul edilmemektedir. Bu nedenle, taşıma yapılacak tanklarda ve kaplarda söz konusu tepkimelere yol açabilecek malzemelerin bulunmaması gerekmektedir.

 

Sınıf 5.2 – Organik peroksitler

Organik peroksitler, iki değerlikli -O-O- yapısını içeren organik maddelere verilen isimdir. Bu maddeler tek veya her iki hidrojen atomunun organik radikallerle yer değiştirmiş olduğu hidrojen peroksit türevleri olarak bilinmektedir. Organik peroksitler; normal veya yüksek sıcaklıklarda, ekzotermik bozunmaya yatkındır. Bu maddelerde bozunma, ısı, asit ve ağır metallerle temas, sürtünme veya darbe ile başlayabilir. Sıcaklık ile artan ve organik madde formülasyonuna göre değişiklik gösterebilen bozunma tepkisi sonucunda zararlı ya da alevlenebilir gazlar ortaya çıkabilir. Bu nedenle, organik peroksitlerin taşınmasında sıcaklığın kontrol altında tutulması gerekir. Diğer taraftan, kap içerisinde tutulan organik peroksitler patlayarak da çözünebilir. Bu durumun önüne geçilmesi için seyrelticilerin eklenmesi gerekmektedir. Şiddetli bir şekilde yanabilen bu maddeler özellikle göz ile temas durumunda kalıcı hasarlara yol açabilmektedir.

 

Sınıf 6.1 – Zehirli maddeler

Zehirli maddeler arasında oldukça küçük miktarları tek bir etki ya da kısa süreli etki ile insan sağlığına zararlı olan veya öldüren; solunum yolu, deriden emilim ya da sindirim yoluyla etkili olan maddeler bulunmaktadır. Diğer yandan, genetiği ile oynanmış olan mikroorganizmalar ve organizmalar da bu sınıfın koşulları sağlamaları durumunda zehirli maddeler olarak değerlendirilebilir. Zehirli maddeler belirli derecelerde sınıflandırılmaktadır. Sınıflandırma, maddenin bir ya da daha fazla tür temas sonucundaki zehirlilik derecesinin en üst limiti baz alınarak gerçekleştirilir.

 

Sınıf 6.2 – Bulaşıcı maddeler

Bulaşıcı maddeler kapsamına farklı ürünler girmektedir.

  1. Biyolojik ürünler: başlığında canlı organizmalardan türetilmiş, imal edilmeleri ve dağıtılmaları ulusal ilgili ulusal kurumların gerekliliklerine göre yapılan ve bu kurumlarca özel yetkilendirme gerektirebilen, önleyici sağlık hizmetleri, tedavi amaçlı veya insan veya hayvanlardaki hastalıkların teşhisi için veya geliştirme, deney veya araştırma amacıyla kullanılan ürünler yer almaktadır. Bunlar, aşılar gibi tamamlanmış veya tamamlanmamış ürünler de bu kapsamda değerlendirilir.

 

  1. Kültürler: Kültürler, patojenlerin kasıtlı olarak yayıldığı bir süreçle meydana gelir. Bu tanım içerisinde insan veya hayvan hasta örnekleri yer almaz.

 

  1. Tıbbi veya klinik atıklar: Hayvanların veya insanların tıbbi tedavileri veya biyo-araştırma sonucu ortaya çıkan atıklar bu kapsama girmektedir.

 

  1. Hasta örnekleri: Araştırma, tanı, inceleme, hastalık tedavisi ve hastalığın önlenmesi amacıyla taşınan ifrazat, salgı, kan ve kan bileşenleri, doku ve doku sıvıları ile vücut kısımlarını içeren, insan ve hayvanlardan doğrudan alınan malzemeler

 

Genetiği değiştirilmiş mikroorganizmalar ve organizmalar, biyolojik ürünler, teşhis örnekleri ve kasıtlı olarak hastalık bulaştırılmış canlı hayvanlar da bu sınıf içerisinde yer almaktadır. Doğal yollardan hastalık bulaşmış hayvanların taşınması ise sadece ilgili menşe, geçiş veya varış ülkelerinin ilgili kural ve yönetmeliklerine göre düzenlenmektedir.

Hiçbir bulaşıcı madde veya organizma içermeyen bitkisel, hayvansal veya bakteriyel kaynaklı toksinler Sınıf 6.1 kapsamında değerlendirilmektedir.

 

Sınıf 7 – Radyoaktif malzemeler

Radyoaktif malzeme, ADR 2.2.7.2.2.1 ila 2.2.7.2.2.6. Maddelerinde belirtilen değerleri sevkiyatta hem aktivite konsantrasyonu hem de toplam aktivite olarak aşan radyonüklidleri içeren malzemeleri tanımlamaktadır.

 

Sınıf 8 – Aşındırıcı maddeler

Temas halinde cildin veya mukoza zarlarının epitel dokularına kimyasal zarar veren veya sızıntı olması halinde diğer maddelerde hasar veya imhaya yol açan madde ve nesneler Sınıf 8 başlığında yer alır. Bu sınıf yalnızca suyun varlığında aşındırıcı sıvı oluşturan veya havanın doğal neminin varlığında aşındırıcı buhar veya sis üreten diğer maddeleri de kapsar.

 

Sınıf 9 – Muhtelif tehlikeli maddeler ve nesneler

Sınıf 9 başlığı, taşıma sırasında diğer sınıfların başlıklarınca kapsanmayan, bir tehlike arz eden maddeleri ve nesneleri kapsar. Bu maddelere örnek; ince toz şeklinde olunduğunda sağlığı tehlikeye sokan maddeler, alevlenebilir buhar yayan maddeler, su ortamını kirletici maddeler ve yangın durumunda dioksinler oluşturabilen maddeler sıralanabilir.

UN numarası nedir?

UN numarası, taşımacılıkta kullanılan tehlikeli maddelerin taşıması sırasında, maddeleri sınıflandırmak için kullanılan numaralardır. Birleşmiş Milletler Uzmanlar Komitesi tarafından belirlenen ve United Nations’ın kısaltması olan UN numaraları, tehlikeli madde taşımalarında can ve mal güvenliğinin sağlanması için önemlidir. Taşımayı yapan taraflarının, taşınan maddelerin UN numarasını bilmesi, miktar sınırlamaları ve muafiyetler konusunda bilgilendirilmiş olması gerekir. Bu rakamlar UNXXXX şeklinde 4 haneli olarak yer almaktadır.

Tehlikeli maddelerin UN numaralarının bulunduğu listeye aşağıdaki bağlantıya tıklayarak ulaşabilirsiniz:

Tehlikeli Eşya Sınıfları ve Tehlikeli Eşya Listesi UN numaraları

ADR belgesi hangi durumlarda zorunludur?

Bu belgenin hangi durumlarda gerekli kılındığı da en çok merak edilen konular arasında gelmektedir. Tehlikeli Madde Faaliyet Belgesi Düzenlenmesine İlişkin Yönerge’de şu hüküm yer almaktadır: “Sınıf 1, Sınıf 6 ve Sınıf 7 kapsamındaki tehlikeli maddelerle iştigal eden işletmeler, herhangi bir işlem miktarına bağlı olmaksızın, Tehlikeli Madde Faaliyet Belgesi almak zorundadırlar.” Buna göre; Sınıf 1, Sınıf 6 ve Sınıf 7’ye ait tehlikeli maddelerle iş yapan tüm işletmeler taşıma miktarına bakılmaksızın TMFB evrakı almak zorundadır.

Bunun yanında, patlayıcı maddelerin de arasında bulunduğu 0 kategorisindeki maddelerle çalışan kurumların da yine miktara bakılmadan TMGD istihdam etmeleri ya da TMDK hizmet almaları zorunludur. Saydığımız maddelerin dışında kalan tehlikeli materyallerde 50 ton sınırı vardır.

Karayolu harici tehlikeli madde taşımacılığında hangi düzenlemeler geçerlidir?

ADR anlaşması karayolu taşıma modu üzerinden tehlikeli madde taşımacılığını düzenlemektedir. Bunun yanında, diğer taşıma modları için de tehlikeli maddeler için belirli anlaşmalar yapılmıştır. Bunlar aşağıdaki şekilde sıralanabilir:

ADN (Tehlikeli Malların Yurtiçi Su Yolu ile Uluslararası Taşımacılığına İlişkin Avrupa Anlaşması): 2001 yılında yürürlüğe girmiştir. Tehlikeli maddelerin yurtiçi su yollarında taşınmasıyla ilgili maddeleri düzenler.

IMDG (Tehlikeli Malların Deniz yolu ile Uluslararası Taşımacılığına İlişkin Avrupa Anlaşması): Bu anlaşmanın maddeleri ilk olarak Uluslararası Denizcilik Örgütü tarafından 1965’te açıklanmıştır. Anlaşmada, tehlikeli maddelerin taşımacılığının yanı sıra deniz kirliliğine engel olmak için zararlı maddelerin gemiler aracılığıyla taşınmasına ilişkin şartlar da yer almaktadır.

ICAO (Tehlikeli Malların Hava yolu ile Uluslararası Taşımacılığına İlişkin Avrupa Anlaşması): Endüstriyel standartları kapsamaktadır. Havayolu taşımacılığı yapan şirketlerin üye olabildiği IATA (Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği), ICAO tarafından zorunlu kılınan hükümleri içermektedir.

RID (Tehlikeli Malların Demiryolu ile Uluslararası Taşımacılığına İlişkin Avrupa Anlaşması): Demiryolu aracılığıyla tehlikeli malların taşınmasını düzenleyen bu anlaşma Convention Concerning International Carriage by Rail’in (COTIF) EK1 bölümündeki düzenlemleri içermektedir.

ADR kapsamında verilen belgeler nelerdir?

ADR anlaşması kapsamında Tasarım Tip Onay Sertifikası, Üretim ve Üretim Yeri Uygunluk Sertifikası, ADR Araç Uygunluk Sertifikası ve Muayene Sertifikası olmak üzere 4 çeşit belge verilmektedir.

Tasarım Tip Onay Sertifikası: Tehlikeli madde taşımacısı için kullanılacak tank, basınçlı kap, ambalaj, IBC, büyük ambalaj, konteynerler için verilmektedir. Belge üretici tarafından alınmaktadır.

Üretim ve Üretim Yeri Uygunluk Sertifikası: Önceki sertifika taşıyıcılar için verilirken, bu sertifika üretici tarafa verilir. Tehlikeli madde taşımacılığında kullanılan tank, basınçlı kap, ambalaj, IBC, büyük ambalaj, konteyner üreticisinin bu belgeyi alması gerekmektedir. Belgenin ömrü 3 yıl olarak belirlenmiştir.

ADR Araç Uygunluk Sertifikası: Bu sertifika aynı zamanda “pembe şeritli belge” veya T9 belgesi olarak bilinmektedir. ADR Bölüm 9 kapsamında taşıma yapan araçlar için verilmektedir. Belge araç sahibine verilir. Bir sene geçerliliği olan bu belge, aracın yıllık muayenesi sonrasında yenilenebilmektedir. Sabit tank taşıyan araçların sertifikasının mutlaka güncel olması gerekir.

Muayene sertifikası: Tehlikeli madde taşımasında kullanılan tank, basınçlı kap, konteyner ve IBC gibi ekipmanlar için düzenlenir. Belirli dönemlerde gerçekleştirilen muayene sonunda bu belgenin verilmesine karar verilir. Muayenelerin güncelliğini takip etme sorumluluğu ekipman sahibindedir.

ADR başvurusu nereden yapılır? Başvuru ücretleri nedir?

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile yapılan “Tehlikeli Maddelerin Taşınmasında Kullanılan Ambalaj, Tank ve Kapların Test, Sertifikalandırma ve Muayenelerinin Yapılması Hususunda Yetki Devri Protokolü” uyarınca test, sertifikalandırma ve muayene iş ve işlemleri TSE tarafından yapılacaktır. Başvurular tmt.tse.org.tr web sitesi üzerinden alınmaktadır.

Başvuru ücreti yapılacak işlemlere göre belirlenen fiyatlar üzerinden başvuru sahibine bildirilmektedir. Türk Standartları Enstitüsü’nden ilgili bilgiye ve uygulama ve ücret yönergesine ulaşılabilir.

SRC-5 belgesi nedir?

Sektör içinde ADR sürücü eğitim sertifikası, yanıcı ehliyeti ya da ADR belgesi olarak da bilinen SRC-5 belgesi, Karayolu Taşıma Yönetmeliğine göre tehlikeli madde taşımacılığı yapan sürücülerin almak zorunda olduğu bir mesleki yeterlilik belgesidir. Bu belge tüm tehlike sınıflarını kapsamaktadır. Belgenin geçerlilik süresi 5 yıldır. Sürenin dolması durumunda Bakanlık tarafından yetkilendirilen eğitim kuruluşlarından yenileme eğitimi alınması ve tekrar sınava girilmesi gerekmektedir.

ADR muafiyet sınırları nedir?

ADR kapsamında taşıma faaliyetinin niteliği ile ilgili olan muafiyetler; perakende satış için ambalajlanmış, kişisel ya da evsel kullanıma yönelik, hobi veya spor faaliyetleri için kullanılan malların, normal taşıma koşullarında sızıntıyı önleyici önlemlerinin alındığı taşımaları kapsar. Bu kapsamda belirlenen limit, 1 kap için 60 litre, 1 araç için ise 240 litredir. Bunun yanında işletmeler tarafından bina veya inşaat alanına sevkiyat için kullanılan ya da keşif, onarım ve bakım ile ilgili maddelerin taşınmasında, 450 litrelik bir sınır bulunmaktadır.

Taşınan miktarla ilgili taşıma muafiyetleri (1000 puan kuralı):

Taşıma başına düşen En Büyük Miktar (Taşıma Kategorisi ya da 1000 puan kuralı) kuralına göre paketlenmiş halde taşınacak tehlikeli maddeler her bir tehlikeli madde için belirlenmiş olan taşıma kategorisi limitini aşmadığı takdirde ADR’ nin bazı kurallarından muaf olarak taşınabilmektedir. Taşıma kategorilerine göre; taşınan madde miktarı, kategori katsayısıyla çarpılır. Sonuç 1000 puanın altında hesaplanırsa, taşımalar muafiyet kapsamına girer. Bunun istisnası 0’ıncıncı ve 4’üncü kategorideki maddelerdir. 0’ıncı kategorideki maddelere muafiyet kuralları kesinlikle uygulanamaz. 4’üncü kategorideki maddelerde ise miktara bakılmadan muafiyet kuralları uygulanır.

1000 puan kuralı için hesaplama aşağıda tabloya göre yapılır. Madde miktarı litre ya da kilogram olarak kullanılabilir.

 

Taşıma kategorisi 0: Bu kategorideki tehlikeli maddelerde muafiyet kuralları uygulanmaz.

Taşıma kategorisi 1: Taşınan madde miktarı x 50

Taşıma kategorisi 2: Taşınan madde miktarı x 3

Taşıma kategorisi 3: Taşınan madde miktarı x

Taşıma kategorisi 4: Bu kategorideki maddeler taşınırken her koşulda muafiyet kuralları uygulanır.

Örnek olarak; taşıma kategorisi 2 kapsamında 300 kilogram ve kategori 3 kapsamında 20 litre bir yükün taşınmasında puanlama (300×3)+(20×1) olarak hesaplanır. Sonuç 920 çıktığı ve bu rakam da 1000’in altında olduğu için söz konusu taşıma için muafiyet kuralları uygulanabilir.

Karayolu ile taşınması yasak olan maddeler nelerdir?

ADR yönetmeliğine göre belirlenen bazı malların karayolu aracılığıyla taşımasının yapılması yasaklanmıştır. Taşıması yasaklanan maddeler aşağıdaki gibidir.

  • UN0020 ve UN0021 kapsamındaki mühimmat (Zehirli paralama hakkı, fırlatma yükü ve sevk maddesi olan),
  • Nitrohidroklorik asit,
  • Hidrojen klorür (Soğutulmuş sıvı),
  • Diklorodimetil eter (Simetrik),
  • Azot trioksit
  • Metil nitrit
  • Alevlenir katı (Yükseltgen),
  • Yükseltgen katı (Kendiliğinden ısınan)
  • Yükseltgen katı (Su ile reaksiyona giren),
  • Kendiliğinden ısınan katı (Yükseltgen),
  • Su ile tepkimeye giren katı (Yükseltgen),
  • Yükseltgen katı (Alevlenir),
  • Tert-Bütil Hipoklorit.

Tehlikeli madde taşımacılığında kullanılan levhalar

Tehlikeli yükleri taşıyan araçların kolay bir şekilde anlaşılabilmesi ve içeriklerinin tanımlanabilmesi için belli levhaların kullanılması gerekmektedir. Sınıf 1 için, araçların, konteynerlerin veya MEMU’ların özel bölmeleri iki veya daha fazla uyumluluk

grubuna ait madde veya nesne taşıyorsa uyumluluk grupları levhalarda belirtilmemelidir. Farklı alt gruplara ait maddeleri veya nesneleri taşıyan araçlar, konteynerlerin veya MEMU’ların özel bölmeleri sadece en tehlikeli alt grup modeline uygun levhayı taşımalıdır. Sınıf 7 için ise kullanılan birincil risk levhası model No. 7D’ye uygun olmalıdır. Bu levha adi paketler ile küçük konteynerleri taşıyan araçlar veya konteynerler için gerekli değildir. Sınıf 9’da ise No. 9D levhalar kullanılır. Bu araçlarda, taşınan tehlikeli mal veya kalıntıları ile ilgisi olmayan levhalar sökülmeli ya da saklanmalıdır.

Turuncu plaka nedir?

Tehlikeli madde turuncu plaka levhasının, ADR kapsamında cilt 2 bölün 5.3.2.2.1’ yer alan şekilde tehlikeli malzeme taşıyan araç bölümlerinde bulunması zorunludur. Bu levhalar turuncu renkte, dikdörtgen olması gerekirken 2 tane takılması gerekir. Turuncu renkli plakanın üst kısmında bulunan numaralar maddenin tehlikesini bildirir. Alt tarafında bulunan dört basamaklı numaralar ise maddenin özelliğini tanımlamaktadır.

Turuncu plaka ve levha kodlarına ulaşmak için aşağıdaki görsele tıklayabilirsiniz:

 

Taşınan ambalajların işaretlenmesi

Tehlikeli madde taşımacılığında, taşınan maddeler de özel ambalajlama kurallarına tabidir. ADR’de aksi belirtilmedikçe, ambalaj içinde taşınan tehlikeli mallara karşılık gelen UN numarası, her bir ambalaj üzerinde okunaklı ve ufak hasarlara dayanıklı bir şekilde ön tarafta yer almalıdır. Ambalajlanmamış yüklerde ise, taşınan malın üzerinde, kafesinde ya da tutma/depolama/açma mekanizmalarında bu işaretlerin bulunması gerekir. Kullanılan tüm ambalaj işaretleri kolay görülebilir ve okunaklı olmanın yanı sıra, açık hava maruziyetine dayanabilmelidir. Kurtarma ambalajları ve basınçlı kurtarma kapları ise “SALVAGE” (KURTARMA) kelimesi ile işaretlenmelidir.

ADR taşımacılık için gerekli donanımlar

Tehlikeli maddelerin taşımacılığında, taşıma işini ifa edecek araçlarda ve sürücülerde kullanılması ve bulundurulması gereken malzemeler belirlenmiştir. Taşınan malların niteliğine göre gerekli malzemeler farklılık göstermektedir.

Taşıma ünitesinde bulunması gereken ekipmanlar:

– Her araç için, tekerleğin çapı ve taşıtın azami kütlesine uygun büyüklükte en az bir takoz,

– İki adet kendi başına durabilen ikaz işareti,

– Göz durulama sıvısı.

Her bir araç ekibi üyesi için gerekli ekipmanlar:

– Bir uyarı yeleği,

– Portatif aydınlatma gereçleri,

– Bir çift koruyucu eldiven,

– Göz koruyucu.

 

Bazı ADR sınıfları için gereken ilave koruyucu donanımlar:

– Tehlike etiketi numaraları 2.3 veya 6.1 için, araç ekibinin her bir üyesi için bir acil durum maskesi taşıma ünitesinde taşınacaktır,

– Bir kürek,

– Bir kanalizasyon örtüsü,

– Bir toplama kabı.

 

İstanbul köprülerinde ADR taşımaları

Tehlikeli yük taşımacılığı İstanbul köprüleri arasında ancak Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nden yapılabilmektedir. Buradan geçiş yapabilecek araçlarda Tehlikeli İkaz ve Turuncu Plaka, yangınla mücadele teçhizatları ve kişisel koruyucu teçhizatlar bulunmalıdır. Tehlikeli olan madde ve atıkları taşıyan araçlar köprüden yalnızca konvoy uygulamasıyla geçebilir. ADR 1 Patlayıcılar, ADR 2 Sıkıştırılmış Gazlar’a ait 2.1 Yanıcı Gazlar ve 2.3 Zehirli Gazlar Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü kullanamaz. ADS 7 Radyoaktif Maddeler ise ancak Türkiye Atom Enerji Kurumu’ndan alınan izin belgeleri ile geçiş yapabilir. Köprüden hafta içi 3, hafta sonu ve resmî tatillerde 2 defa olmak üzere itfaiye çekici ve konvoy kontrol aracı eşliğinde geçiş sağlanmaktadır. Konvoydaki araçların 50 km/s hızını aşması yasaktır.

Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nden geçiş yapmak isteyen araçlarda aşağıdaki belgelerin bulunması zorunludur:

 

  • Taşıması yapılan maddelerin bilgisini içeren Taşıma İrsaliyesi ve Sevk İrsaliyesi
  • Gümrük geçişli olan ürünlerde T1, T2, Tır Karnesi ve CMR belgesi
  • Malzeme Güvenlik Bilgi Formu (MSDS)
  • ADR’ye göre düzenlenmiş Taşıma Evrakı

 

Tehlikeli kimyasal madde konvoyları için ise ek evraklar gerekmektedir:

 

  • Türkiye Kimya Sanayicileri Derneği tarafından verilen Tedbirler Belgesi
  • Kontrol Noktalarında düzenlenen Tahsilat Makbuzu

 

Ro-Ro yoluyla ADR taşımacılığı

Ülkemiz yasalarınca tüm taşıma modlarında, taşınacak tehlikeli yüklerle ilgili bilgileri bulunduran Tehlikeli Madde Emniyet Bilgi Formu (MSDS) hazırlanması zorunludur. Ro-Ro taşımacılığı yapılacak araçlarda, taşınan malların UN numarası, PSN ismi, tehlikeli madde sınıfları, paketleme grubu, deniz kirletici olup olmadığının belirtilmesi gerekmektedir. Limanlara kabul edilen tüm araçlarda bu belgeler tehlikeli maddelerle beraber bulundurulmak durumundadır. MSDS’ler ise gemi dosyalarında tutulur.

Tehlikeli madde taşımalarınız Hubtic ile güvende

Tehlikeli madde taşımacılığı en fazla uzmanlık ve tecrübe isteyen lojistik işlemleri arasında yer alıyor. Kara, deniz, hava ve Ro-Ro taşımaları için alanında deneyimli ekibiyle hizmet veren Hubtic, tehlikeli madde taşımalarınızın kurallara uygun ve sorunsuz olarak hedefine taşınmasını sağlıyor. Hubtic ile ADR taşımalarınız için ihtiyacınız olan tüm desteği alabilir ve anlık fiyatlandırma, 7/24 yük takibi ve raporlama hizmetlerimizden faydalanabilirsiniz. Taşımalarınız için teklif almak ya da aklınıza takılan sorularda danışmak için [email protected] adresine mail atabilir ya da sayfanın altında yer alan numaralardan operasyon ekibimize ulaşabilirsiniz.

 

 

Ro-Ro görseli

Ro-Ro taşımacılık nedir? Ro-Ro taşımacılığın avantajları nedir? Güncel Ro-Ro güzergâhları

Uluslararası Ro-Ro taşımacılık nedir? Ro-Ro taşımacılığın sahip olduğu avantajlar nelerdir? Güncel Ro-Ro güzehgâhları dâhil Ro-Ro taşımacılıkla ilgili bilgileri bu yazımızda bulabilirsiniz. Ro-Ro görseli Ro-Ro taşımacılık, kombine taşımacılığın en etkin yöntemlerinin arasında gelmektedir. Tır, kamyon ya da çekici gibi tekerlekli kargoların denizyolu üzerinden taşınmasını mümkün kılan Ro-Ro taşımacılığı, karayolu taşımacılığını denizyolu taşımacılığıyla bağlamaktadır. Ro-Ro taşımacılığa ihtiyaç duyulmasının birkaç sebebi vardır. Özellikle uluslararası karayolu taşımacılığında uygulanan geçiş sınırlamaları, bu tarafta transit sürelerin uzayabilmesi, maliyetlerin bazı durumlarda yüksek kalabilmesi gibi nedenler karayolu araçlarının Ro-Ro aracılığıyla denizyolu gemilerine bindirilerek taşımasının sağlanması ihtiyacını ortaya koymuştur. Bunun beraberinde Ro-Ro taşımacılığı devreye girmiş, karayolundaki sıkışıklıkların ve aksaklıkların önüne geçen bu taşıma sistemi sistemi yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Ro-Ro taşımacılığı aynı zamanda yükleme ve boşaltma süreçlerinin son derece kolay olmasıyla öne çıkmaktadır. Ro-Ro gemilerde bu süreçlerde mallara gelen hasarlar en düşük seviyededir. Ro-Ro’nun avantajları arasında düşük karbon salınımı da bulunmaktadır. Ro-Ro taşımacılığında 3 dorse bir çekici ile taşınabilmekte, bu da hem karbon salınımı avantajı hem de maliyet avantajı sağlamaktadır. Özellikle 1000 kilometrenin üzerindeki taşımalarda Ro-Ro kullanılması mazot kullanımını önemli ölçüde azalmakta ve taşımaların kısa bir sürede yapılabilmesini mümkün kılmaktadır. Bunun yanında, Ro-Ro taşımacılığın “yeşil” bir taşımacılık türü sayılması nedeniyle vergi ve doküman avantajları da bulunmaktadır. Ro-Ro gemilerinde römork taşıyıcılar çekicileriyle beraber yüklenebilmektedir. Bunun yanında çekici, yüklemenin yapıldığı limanda römorku bırakılabilir ve sadece römork gemiye yüklenebilir. Geminin hedefine ulaşmasında sonra başka bir çekici römorku alarak nihâi hedef noktaya taşımayı gerçekleştirebilmektedir. Römork, kamyon, tır ve çekicilerin yanı sıra treyler ve konteynerlerin taşıması da Ro-Ro gemiler tarafından yapılabilmektedir. Taşıtların yanında lokomatif ve vagonlar da aynı şekilde gemiye yüklenebilmektedir.

Türkiye’de Ro-Ro taşımacılığın tarihi

1994 yılında 48 farklı Türk nakliyecisi bir araya gelerek, Türkiye’den Avrupa’ya denizyolu taşımacılığı yapmak için bir girişime imza atmıştır. Bu girişim ile beraber İtalya’nın Trieste Limanı’na intermodal kısa deniz taşımacılığı yapmak için operatör UND Ro-Ro kurulmuşur. Son derece başarıyla ilerleyen ve intermodal taşımacılıkta yeni soluk getiren Ro-Ro, 2018 yılında Danimarkalı denizcilik grubu DFDS tarafından satın alınmıştır. Ro-Ro kelimesinin kökeni ise çoğu kişi tarafından merak edilmetedir. Ro-Ro ismi iki terimin birleştirilmesinden oluşturulmuştur. Araçların gemiye girişini ve çıkışını temsil eden Roll On ve Roll Off terimlerinin birleştirilmesiyle Ro-Ro tanımı ortaya çıkmıştır.

Ro-Ro taşımacılık

Ro-Ro gemileri çok sayıda taşıma seçeneği sunan gemi türleri arasındadır. Bu gemiler taşıtların yanı sıra konteynerleri de taşıyabilmektedir. Ro-Ro gemilerde ayrıca paletli olan yüklerin de taşındığı görülmektedir. Ro-Ro gemilerinde pek çok taşıt türünün taşıması kolay ve hızlı bir şekilde yapılabilmektedir. Denizyolu Ro-Ro gemileri aşağıda belirttiğimiz taşıt türlerini taşıyabilmektedir: -Şasili treyler (çekicili, çekicisiz) -Treyler, semi treyler -Diğer tekerlekli yükler (kamyon vb.)   Ro-Ro’ların devreye girmesiyle gelişen ve hızlanan kombine taşımacılık, tramp veya düzenli hat taşımacılığında kullanılan limanların taşıma sistemi içerisindeki önemini bir nebze azaltmıştır. Son derece kolay bir taşımacılık sağlayan Ro-Ro gemileri için kamyonların çıkışlarına uygun iskelelerin oluşturulması gerekmektedir. Bu iskelelerin dışında ekstra olarak yükleme ve boşaltma için hiçbir araç, gereç ve özellikli donanımına ihtiyaç duyulmamaktadır. Bu da Ro-Ro taşımacılığı tercih edilen bir taşıma türü hâline getirmektedir. Ro-Ro taşımacılığı, kendine has özellikleri ile rekabetçi taşıma navlunlarının verilebilmesine olanak sağlamaktadır. Ro-Ro ile taşımalar hasarsız, diğer yöntemlere göre çok daha emniyetli ve hızlı bir şekilde taşınabilmektedir. Bunun yanında Ro-Ro taşımacılığı yükleme ve boşaltma özellikleri sayesinde Türkiye’den transit karayolu taşımacılık yollarında sık bir şekilde rastlanabilen çalınma ve yağma gibi olayların da önüne geçilesine yardımcı olmaktadır. Ro-Ro taşımacılıkta sevkiyatı yapılan malların ünite şeklinde taşımasının yapılması kombine taşımacılıkta malların başına gelebilecek hasar riskini de büyük ölçüde azaltmaktadır.  

Ro-Ro taşımacılığın avantajları nedir?

  Bu maddelerden yola çıkarak Ro-Ro taşımacılığının avantajları ve üstünlükleri şu şekilde belirtilebilir: 1- Karayolu araçlarının Ro-Ro gemileri tarafından taşınması, araçların yıpranma oranlarını en düşük seviyeye çekmektedir. 2- Taşımaların Ro-Ro şeklinde gerçekleştirilmesi karayollarının bakım ve onarım masraflarını da azaltmaktadır. 3- Bunun yanında karayolunda meydana gelebilen olası trafik sıkışıklığı ya da kaza gibi riskleri de bertaraf etmektedir. 4- Ro-Ro taşımacılığın kullanılması çekici ihtiyacını ve harcanan mazot miktarını azaltarak taşıma süreçlerinde maliyet avantajı sağlamaktadır. 5- Karayolunun zaman kaybettiği noktalarda sahip olduğu avantajları ile taşımalarda zaman avantajı da sağlamaktadır. 6- Yükleme ve boşaltma süreçlerinin hızlı ve hatasız ilerlemesi nedeniyle teslimatın düzenli yapılmasını ve planlamanın kolaylaşmasını sağlamaktadır.

Güncel Ro-Ro güzergâhları

Ro-Ro’lar belli güzergâhlar üzerinde uluslararası kombine taşımacılık faaliyetlerini gerçekleştirmektedir. Toplamda 20’nin üzerinde Ro-Ro hattı bulunmaktadır. Güncel Ro-Ro güzergâhlarını aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:

Çeşme – Trieste

Büyük filoya sahip olan nakliyeciler sıklıkla Çeşme – Trieste hattını kullanmaktadır. Bu hat, Doğu Avrupa ülkelerinde uygulanan tonaj sınırlaması kurallarına tabi olmaması ve bunun yanında kilometre olarak daha avantajlı olması nedeniyle taşıyıcılar tarafından tercih edilmektedir.

Pendik – Trieste:

Bu hatta Pendik Limanı üzerinden yapılan seferler ile Trieste’ye mal taşıması yapılmaktadır. 100 bin metrekarenin üzerinde olan Pendik Ro-Ro Limanı, Marmara Bölgesi içinde ve bunun yanında Anadolu’da faaliyet gösteren şirketler tarafından tercih edilmektedir. Bunun yanında, Pendik Limanı’nda verilen ihracat teşviki sayesinde uluslararası nakliyat firmalarına gümrüksüz akaryakıt satışı hizmeti sunulmaktadır.

Yalova – Trieste:

Yalova’nın Topçular bölgesinde bulunan terminal 500 treylerin üzerinde bir kapasiteye ve 80 bin metrekarenin üzerinde oturum alanına sahiptir. Yalova Ro-Ro Terminali içerisinde tek iskelede 2 rampa, X-Ray cihazı, gümrük işlemleri için gümrük binası, acente ofisleri, sosyal tesisler, laboratuvar, depolama alanları ve ADR deposu bulunmaktadır. Bu rotada düzenli olarak Trieste’ye sefer yapılmaktadır. Bunun tanında buradan Yunanistan-Patras ve İtalya-Bari’ye yönlerinde seferler sık olarak düzenlenmektedir.

Ambarlı – Trieste:

İstanbul, Ambarlı’dan ve Pendik’ten düzenli seferler yapılmaktadır. Pendik üzerinden Trieste ve Patras/Bari’ye erişim imkânı bulunmaktadır. Özellikle Trieste Limanı üzerinden Kuzey, Orta ve Batı Avrupa bölgelerine, Ambarlı’daki limandan ise İstanbul, Tekirdağ, Çorlu ve Çerkezköy bölgelerine kolayca ulaşılabilmektedir. Elleçleme kapasitesi olarak en yüksek limanlardan biri olan Ambarlı Liman üzerinde ihracat ve ithalat olarak her türlü yükün taşınması yapılmaktadır.

Mersin – Trieste:

2009 yılının Mart ayında hizmete girmiş olan bir hattır. Bu hat üzerinde karşılıklı olarak seferler yapılmaktadır. Öncesinde İstanbul ya da Çeşme’den hareket etmek zorunda kalan şirketler için büyük fayda sağlayan bu hat; İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Akdeniz bölgelerindeki nakliyeciler tarafından kullanılmaktadır. Mersin Limanı içerisinde de uluslararası nakliye girmalarına gümrüksüz akaryakıt satışı hizmeti verilmektedir.

Yalova – Sète:

Yalova- Sète arasındaki seferler yaklaşık 3 gün sürmektedir. Bu hat üzerindeki şoförler Türk Hava Yolları ile Marsilya Havalimanı’na, buradan da Sète Limanı’na ulaştırılmaktadır. Sète Limanı sunduğu geniş alan sayesinde bu bölgeden Batı Avrupa’ya ve Birleşik Krallık’a geçişte kolaylık sunmaktadır.

Marmara – Bari:

Bari Limanı sadece İspanya Yarımadası içerisindeki ülkelere yapılan transit taşımalarda yaygın olarak kullanılmaktadır. İntermodal taşımacılık anlamında da pek çok seçenek sunan Bari Limanı, farklı tren operatörleriyle Avrupa’daki pek çok noktaya bağlanmaktadır. Bu hatta sefer süreleri yaklaşık 2 gündür.

Pendik/Yalova – Patras:

Bu hat üzerinde taşımalar yaklaşık 2,5 gün gün sürmektedir. Patras’a yapılan Ro-Ro seferleri sayesinde Yunanistan-Türkiye ve Yunanistan-Avrupa taşımaları gerçekleştirilebilmektedir. Aynı zamanda Patras Limanı üzerinden karayolu taşımacılığı ile Yunanistan, deniz yolu ile İtalya limanları ve Akdeniz limanlarına ulaşım mümkündür.

Patras/Igoumenitsa – Bari + Ancona

Bu hatlar genel olarak Güney Fransa, Güney İtalya ve İspanya bölgelerine yoğun olarak sefer yapan nakliyeciler tarafından tercih edilmektedir. Ekspres hat olarak işlemekte ve yükleri hedefine 2-3 gün süresinde ulaştırmaktadır. Bu hat da hem kilometre ve süre konusunda avantaj sağlaması hem de maliyetleri düşürmesi nedeniyle sık bir şekilde kullanılmaktadır.  

İntermodal taşımacılık hizmeti Hubtic’te!

Alman menşeli dijital lojistik şirketi Hubtic olarak karayolu, denizyolu ve intermodal taşımacılıkta 40’tan fazla ülkeye taşıma yapıyoruz. Hubtic’in sunduğu hizmetler sayesinde taşımanız için navlun teklifinizi dakikalar içinde alabilir, yükünüzü yol boyunca takip edebilir ve dilerseniz yükü takip edebilecekleri bir bağlantıyı müşterilerinizle paylaşabilirsiniz. Bunun yanında taşıma belgelerinin tamamına istediğiniz yerden ulaşabilirsiniz. Taşıma süresince dilediğiniz her konuda, alanında uzman destek ekibimizden 7/24 destek alabilirsiniz. Hubtic Blog’u takip etmek ve sektörle ilgili en güncel bilgilerden haberdar olmak için aşağıdaki formu doldurabilirsiniz.  

Sağdaki alana e-posta adresinizi girerek Hubtic Blog bültenimize abone olabilirsiniz. 

ABD limanı

ABD denizyolu taşımacılığında kullanılan AMS ve ISF nedir?

ABD ve Kanada’da uygulanan Automated Manifest System (AMS) ve Importer Security Filling (ISF) nedir? Nasıl doldurulması gerekmektedir? Geciken ve yanlış doldurulan dosyaların cezası nedir?  Bu soruların cevabını almak için yazımızı okumaya devam edin.

ABD limanı

Automated Manifest System (AMS), ABD ve Kanada gümrüklerinde uygulanan otomatik bir manifesto sistemidir. Söz konusu ülkelere yapılan ihracatlarda güvenlik gerekçesiyle 24 saat öncesinden bildirim yapılması gerekmektedir. AMS sistemi ABD’nin olası güvenlik tehditlerine karşı aldığı önlemlerden biridir. 2004 yılında yürürlüğe giren sistem, denizyolu envanterleme sistemini modernleştirmiştir. Denizyolu dışında, taşıma takip sistemi havayolu demiryolu ve karayolu için de kullanılmaktadır. 

ABD’nin taşıma uygulaması aslında basit ve kolayca anlaşılabilecek bir sistemdir. ABD Gümrük ve Sınır Koruma Departmanı tarafından konulan şartlara göre ABD sularına giren ya da teğet geçen tüm gemilerin kargo içerikleri hakkında bilgi vermesi gerekmektedir. Bu nedenle, gemi ABD limanlarına yanaşmadan önce AMS belgesinin gerekli bilgilerle beraber sisteme yüklenmiş olması büyük önem taşımaktadır. AMS belgelemesi iki şekilde yapılmaktadır: 

  • Kargo raporlama: Diğer gerekli belgelerle beraber Importer Security Filling belgesinin (ISF), belirlenen taşıma modunda dolum yapılmasından 24 saat önce doldurulması ve gönderilmesi gerekmektedir.
  • Nakliyat raporu: Gümrük giriş bildirisinin gemi limana girmeden önce verilmesi gerekmektedir.

AMS sisteminin avantajları

ABD ve Kanada tarafından kullanılan AMS raporlamasının avantajları şunlardır: 

  • İşlem süreçleri daha hızlıdır ve gereksiz evrak işlerini aradan çıkartmaktadır.
  • Tüm süreçler dijital olarak yönetildiği için, gelecek operasyonlarda kullanılacak şekilde dosyaları kaydetmek daha kolaydır. 

AMS sürecinin tamamlanamaması ve yetkili mercilerin araçtaki yükle ilgili gerekli bilgileri alamaması durumunda aşağıdaki durumlar gerçekleşebilir: 

  • Taşıyıcı ve içindeki mallara belli bir süreyle el konabilir. Bu da taşıma işlemini sekteye uğratabilir. 
  • Bu durum mal sevkiyatını yapan şirketler için istenmeyen vakit kaybı ve finansal problemlere neden olabilir. 

ISF nedir? 

ABD’deki katı güvenlik düzenlemeleri nedeniyle bu ülkeye yapılan ihracatlar ayrıntılı bir şekilde incelenmektedir. İhracatı yapılan malların onaylanması ise ISF, yani İthalatçı Güvenlik Dosyası’na bağlıdır. 10+2 olarak da bilinen ISF kuralına göre tanımlı ön kayıt, malların yüklendiği geminin kalkış limanından ayrılmasından 24 saat önce, elektronik bir şekilde ABD Gümrükleme bürosuna iletilmelidir. Bu işlemin geç yapılması ya da hatalı bir şekilde yapılması sonucunda başvurular 10 bin dolara kadar bir para cezasına çarptırılabilir. ABD limanına olan yüklemenizde eksik bir dosyalama yapıldığı tespit edilirse, uzun zaman alabilen ve belirli bir ödeme gerektiren gümrük kontrolü süreciyle karşı karşıya kalınabilir. 

ISF aynı zamanda 10+2 olarak anılmaktadır. Bunun nedeni ISF’de 10 temel bilginin ve “Vessel stow plan” ile “Container status messages” verilerinin bulunması gerekmektedir. 

ABD Gümrük Müdürlüğü’nün istediği 10 temel bilgi şu şekildedir: 

  • Satıcı isim ve adresi
  • Alıcı isim ve adresi
  • İhracatçı kayıt numarası
  • Alıcı numarası
  • Üretici ya da tedarikçi isim ve adresi
  • Gümrükten sonra taşımayı yapacak tarafın isim ve adresi
  • Menşe ülkesi
  • HTS numarası
  • Konteynerin doldurulduğu lokasyon
  • Doldurucunun isim ve adresi

AMS ve ISF arasındaki fark nedir? 

AMS dokümanlarının doldurulması sırasında, belirli bir ülkeden ABD’ye ithalatı yapılan tüm malların, alıcı ve taşıma detaylarıyla beraber beyan edilmesi lazımdır. ISF’de ise freight forwarder’ın belirli bir ülkeye ithal edilen mallar ile ilgili tüm bilgileri hazır bir şekilde bulundurması gerekmektedir.  

FCL ve LTL konteyner yüklerinizi sorunsuz taşıyın! 

Denizyolu, karayolu ve intermodal taşımacılıkta yüksek katma değerli lojistik tecrübesini yaşayın! Hubtic’in sunduğu hizmetler sayesinde taşımanız için navlun teklifinizi dakikalar içinde alabilir, yükünüzü yol boyunca takip edebilir ve dilerseniz yükü takip edebilecekleri bir bağlantıyı müşterilerinizle paylaşabilir, taşıma belgelerinin tamamına istediğiniz yerden ulaşabilirsiniz. Taşıma süresince dilediğiniz her konuda, alanında uzman destek ekibimizden 7/24 destek alabilirsiniz. Daha fazla bilgi almak için aşağıdaki formu doldurarak bizimle iletişime geçebilirsiniz. 

Sağdaki alana e-posta adresinizi girerek Hubtic Blog bültenimize abone olabilirsiniz.