Yeşil taşımacılık örneği

Karbon ayak izi nasıl ölçülür? Karbon ayak izi ölçme yöntemleri

Karbon ayak izi nasıl ölçülür? Karbon ayak izi ölçümü için hangi standartlar ve araçlar kullanılır? Karbon emisyonu ölçme yöntemleri ile merak ettikleriniz bu blog yazımızda.

Yeşil taşımacılık örneği

Küresel iklim değişikliği ve çevresel sürdürülebilirlik konularındaki endişelerin artmasıyla beraber pek çok iş alanının dinamikleri değişmekte, emisyonlarla yakından ilgili olan lojistik sektörü de giderek daha fazla incelemeye tabi tutulmaktadır. Malların taşınması, karbon emisyonlarının önemli bir kısmının medyada gelmesine sebep olduğu için çoğu şirket gelecek planlarını yaparken, taşımaların çevresel etkilerini dikkate almakta ve söz konusu etkileri en aza indirmenin yollarını aramaktadır. Karbon ayak izi ölçümü bunun en önemli adımlarından biridir.

Günümüzde çevre sorunları ve iklim değişikliği konuları her zamankinden daha fazla önem kazanmış durumdadır. Lojistik ve taşımacılık sektöründe karbon emisyonlarıyla ilgili yapılan çalışmalar da buna paralel olarak artış göstermektedir.

Tedarik Zinciri Yönetimi Uzmanları Konseyi’ne göre, bir firmanın karbon ayak izinin %70 gibi yüksek bir bölümü lojistik faaliyetlerden kaynaklanmaktadır. Lojistik sektörü aynı zamanda en büyük enerji tüketen ve karbon salınımı yapan endüstrilerden biri olarak kabul edilmektedir. Bu oranın 2030 yılına kadar %30 oranında artması beklenmektedir.

Taşımacılık ve lojistik sektörü, yakıtın yanması sonucu ortaya çıkan doğrudan CO2 emisyonlarının önemli bir bölümünden sorumludur. Özellikle karayolu taşımacılığı, bu emisyonların büyük bir kısmına neden olmaktadır. Havacılık sektörü toplam ulaşım emisyonlarında önemli bir paya, demiryolu ise daha düşük bir paya sahiptir. Deniz yolu taşımacılığı diğer yöntemlere göre daha az emisyona neden olsa da, taşımaların toplam hacmi nedeniyle karbon salınımın önemli bir bölümü de buradan kaynaklanmaktadır.

 

Lojistik sektöründe karbon emisyonlarının bu kadar büyük bir etkiye sahip olması, sektörün çevreye duyarlı uygulamalara yönelmesi gerektiğini göstermektedir. Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, enerji verimliliği önlemlerinin alınması, alternatif taşıma modlarının benimsenmesi ve taşıma süreçlerinin optimize edilmesi gibi adımların atılması için çalışmalar son zamanda hız kazanmaktadır. Ayrıca, teknolojik gelişmelerin takip edilmesi ve sürdürülebilir inovasyonlara yatırım yapılması da sektörün karbon ayak izini azaltmada önemli bir rol oynayabilir.

Lojistik ve taşımacılık sektörü, çevreye duyarlılığı benimseyerek ve yenilikçi çözümler arayarak sürdürülebilir bir geleceğe katkıda bulunabilir. Bu şekilde karbon emisyonlarının azaltılması ve iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir rol oynanabilir.

Karbon ayak izi nedir?

Karbon ayak izi son zamanlarda sıkça karşımıza çıkan bir kavramdır. Lojistik bağlamında değerlendirmek gerekirse, bir şirketin sürdürdüğü taşıma, depolama ve yükleme faaliyetleri sonucunda atmosfere salınan gazların karbondioksit cinsinden karşılığına karbon ayak izi ismi verilmektedir. Bu miktar hesaplamak için de birden fazla yöntem kullanılmaktadır. Ticaret ilişkilerinde ve anlaşmalarda, yeşil inisiyatifleri olan şirketler belli standartları sağlamak için bilinen ve genel olarak kabul gören yöntemleri kullanmaktadır. Bu yöntemler arasında öne çıkanlar Küresel Lojistik Emisyon Konseyi (GLEC), Green Cargo ve Uluslararası Sürdürülebilirlik ve Karbon Sertifikasyonu (ISCC) standartları (sektöre framework ifadesiyle de adlandırılmaktadır) olarak sıralanmaktadır.

GLEC nedir?

Küresel Lojistik Emisyon Konseyi (GLEC), lojistik emisyonlarını ölçme ve raporlama konusunda küresel olarak tutarlı bir yöntem oluşturmakta öncü kuruluşlar arasında gelmektedir. GLEC Çerçevesi, şirketlere karayolu, demiryolu, hava ve deniz yoluyla yapılan taşımacılıktan kaynaklanan sera gazı (GHG) emisyonlarını hesaplamak ve raporlamak için standartlaştırılmış bir yaklaşım sunan kapsamlı bir rehberdir. GLEC Çerçevesini kullanarak, şirketler emisyonlarını kıyaslayabilir, azaltma hedefleri belirleyebilir ve zaman içinde ilerlemelerini takip edebilir.

GLEC’in özelliği küresel olarak lojistik sera gazı salınımı ölçmek için tüm taşıma modlarında küresel olarak kabul gören bir yöntem olmasıdır. Taşıyıcılar, tedarikçiler ve lojistik hizmet sunucuları tarafından kullanılabilmektedir. Karbonhidrat emisyonunu düşürmeyi hedefleyen bu yöntem, Greenhouse Gaz Protokolü, Birleşmiş Milletler destekli Yeşil Taşımacılık Aksiyon Planı ve GDP raporlama sistemi ile uyumlanmış konumdadır.

Sürdürülebilirlik ve Karbon Sertifikasyonu (ISCC) nedir?

Sürdürülebilirlik ve karbon sertifikaları, lojistik sektöründe önemli bir rol oynamaktadır, çünkü işletmelere emisyonları azaltma konusundaki taahhütlerini göstermek için güvenilir ve şeffaf bir yol sunmaktadır. Bu sertifikalar, şirketlerin sürdürülebilirlik çalışmalarını müşterilere, ortaklara ve diğer paydaşlara iletmelerine yardımcı olur. En yaygın olarak tanınan sertifikalardan bazıları, Karbon Güven Standartı, ISO 14064 ve Yeşil Kargo Avrupa etiketidir. Bu tür sertifikaları elde etmek, bir şirketin sürdürülebilir uygulamalara olan bağlılığını gösterir ve piyasadaki itibarını artırabilir.

Clean Cargo nedir?

Clean Cargo, kargo sahiplerini, taşıyıcıları ve lojistik sağlayıcılarını deniz konteyner taşımacılığında çevresel performans iyileştirme amacıyla bir araya getiren işletmeler arası (B2B) bir girişimdir. Clean Cargo Çalışma Grubu, okyanus taşımacılığından kaynaklanan karbon emisyonlarını ölçme ve karşılaştırma konusunda standartlaştırılmış, şeffaf ve sağlam bir yaklaşım sunar. Taşıma yapan şirketler Clean Cargo’ya katılarak; taşıyıcı seçimi, rota optimizasyonu ve emisyon azaltma stratejileri hakkında zengin veri ve içgörülere erişebilir, operasyonlarını bu yönde optimize edebilirler.

Hubtic ile sürdürülebilir ve ölçümlenebilir taşıma

Çevre bilincinin en önemli olduğu bir dünyada, karbon emisyonlarını hesaplamak ve azaltmak lojistik sektöründeki şirketler için bir iş zorunluluğu haline gelmiştir. GLEC, Sürdürülebilirlik ve Karbon Sertifikasyonu ve Clean Cargo gibi standartlar ve araçlar, işletmelerin karbon ayak izlerini etkili bir şekilde ölçmelerine ve yönetmelerine yardımcı olabilir. Hubtic olarak, kargo emisyonlarını takip etmenin önemini anlıyoruz. Bulut tabanlı teknolojimiz sayesinde, lojistik süreçlerini sadeleştiriyor, gönderilerin çevresel etkisine dair gerçek zamanlı veriler sunuyoruz. AB, Asya, Amerika ve Afrika olmak üzere tüm kıtalarda sahip olduğumuz ithalat ve ihracat uzmanlığı ve İstanbul’daki stratejik operasyon merkezimiz ile tedarik zincirinizi optimize ederken karbon ayak izinizi en aza indiriyoruz. Maliyet etkin ve çevre dostu lojistik hizmetlerimiz için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

ADR tabelası

ADR taşımacılığı nedir? ADR (tehlikeli madde) sınıfları nelerdir?

ADR, yani Tehlikeli Madde Taşımacılığı nedir? Karayolu taşımacılığını düzenleyen ADR mevzuatı içerisinde yer alan tehlikeli madde sınıfları nelerdir? ADR Belgesi hangi taşımalarda kullanılmaktadır? Bu ve benzeri soruların cevabı blog yazımızda.

ADR tabelası

ADR nedir?

Tehlikeli madde sınıfları ve özellikleri nelerdir?

Sınıf 1 – Patlayıcı maddeler ve nesneler

Sınıf 2 – Gazlar

Sınıf 3 – Alevlenebilir sıvılar

Sınıf 4.1 – Alevlenebilir katılar, kendiliğinden tepkimeye giren maddeler, polimerleştirici maddeler ve duyarlılığı azaltılmış katı patlayıcılar

Sınıf 4.2 – Kendiliğinden yanmaya yatkın maddeler

Sınıf 4.3 – Su ile temas ettiğinde alevlenebilir gazlar açığa çıkartan maddeler

Sınıf 5.1 – Yükseltgen (Oksitleyici) maddeler

Sınıf 5.2 – Organik peroksitler

Sınıf 6.1 – Zehirli maddeler

Sınıf 6.2 – Bulaşıcı maddeler

Sınıf 7 – Radyoaktif malzemeler

Sınıf 8 – Aşındırıcı maddeler

Sınıf 9 – Muhtelif tehlikeli maddeler ve nesneler

UN numarası nedir?

ADR belgesi hangi durumlarda zorunludur?

Karayolu harici tehlikeli madde taşımacılığında hangi düzenlemeler geçerlidir?

ADR kapsamında verilen belgeler nelerdir?

ADR başvurusu nereden yapılır? Başvuru ücretleri nedir?

SRC-5 belgesi nedir?

ADR muafiyet sınırları nedir?

Karayolu ile taşınması yasak olan maddeler nelerdir?

Tehlikeli madde taşımacılığında kullanılan levhalar

Taşınan ambalajların işaretlenmesi

ADR taşımacılık için gerekli donanımlar

İstanbul köprülerinde ADR taşımaları

Ro-Ro yoluyla ADR taşımacılığı

ADR (Tehlikeli Madde Taşımacılığı) ve ADR belgelerinin hazırlanması günümüzde oldukça merak edilen konulardan biridir. Özellikle ithalat-ihracat yapan şirketler ve taşımacılık işlemini gerçekleştiren lojistik şirketleri için bu konunun iyi anlaşılması ve uygulanması çok önemlidir. Tehlikeli maddeler, insan sağlığı veya çevre için potansiyel tehditler oluşturabilecek maddelerdir ve bu nedenle taşımaları sırasında özel önlemler alınması gerekir. Bu yönetmeliğin uygulanması, tehlikeli madde taşımacılığının güvenli ve etkin bir şekilde yapılmasını sağlar.

ADR nedir?

Tehlikeli Malların Karayolu ile Uluslararası Taşımacılığına İlişkin Avrupa Anlaşması, kısaltılmış şekliyle ADR, uluslararası bir taşıma yönergesidir. Bu anlaşma İngilizce olarak “European Agreement concerning the International Carriage of Dangerous Goods by Road” şeklinde adlandırılmaktadır. 1957 yılında ilk defa yürürlüğe giren bu yönerge iki yılda bir güncellenmektedir. En güncel sürümü ise ADR 2021 olarak geçmektedir.

Bu Birleşmiş Milletler yönergesinin en temel amacı; tehlikeli maddelerin hem insan sağlığına hem de çevreye verebileceği zararın önüne geçmek, kamuya açık olan karayollarında güvenli bir taşımacılığı mümkün kılmaktır. Yönerge ile aynı zamanda, göndericinin, alıcının, dolduran ve yükleyen tarafların, yükü boşaltanların ve hatta ambalajlayanların, taşımacıların ve tehlikeli madde nakliyatı yapan her aracın sürücüleri ve operatörlerinin sorumlulukları düzenlenmektedir. Bu aktörlerin çalışma koşulları da yönerge ile belirlenmektedir.

ADR anlaşmasının ana hatları şu şekilde açıklanabilir:

  1. Karayolu taşımacılığında tehlikeli maddelerin taşınması durumunda sertifikalı ambalajlar kullanılmalıdır,
  2. Tehlikeli madde olarak tanımlanan yüklerin taşımacılığında bu konuda eğitim alan sürücüler faaliyet göstermelidir,
  3. ADR Yönetmeliğinde belirtilen işaret, etiket ve turuncu plakalar donatılmalıdır,
  4. Tehlikeli maddelerin taşıması Taşıt Uygunluk Belgesi ya da ADR Uygunluk Belgesine sahip araçlarla yapılmalıdır,
  5. Hem gönderici hem de taşıyıcı olan firmanın Tehlikeli Madde Faaliyet Belgesi olmalıdır,
  6. Zorunlu hallerde, taşıma yapan araçların uzaktan takip sistemi ile izlenmelidir,
  7. Tehlikeli malların taşımasını yapan araç sürücülerinin SRC-5 belgesi olmalıdır,
  8. ADR taşımalarında Tehlikeli Çok Modlu Tehlikeli Mal Taşıma Formu’nun kullanılmalı,
  9. Taşınan tehlikeli maddeye göre bir tehlike anında taraflar için acil harekât planı oluşturulmalı,
  10. Tehlike maddelerin taşınmasında Tehlikeli Maddeler ve Tehlikeli Atık Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası yaptırılmalı,
  11. ADR Yönetmeliğinde Sınıf 1, Sınıf 6 ve Sınıf 7 olarak tanımı yapılmış yüklerin taşınmasında, yetkili mercilerden alınmış taşıma izin belgesinin fotokopisi bulunmalı,
  12. Sınıf 1 ve Sınıf 7 olarak nitelendirilen yüklerin taşınmasında SRC5 belgesine ek olarak Sınıf 1 ve Sınıf 7 belge sahibi sürücülere görev verilmelidir.

Tehlikeli madde sınıfları ve özellikleri nelerdir?

ADR’ye göre tehlikeli maddeler 1’den 9’a kadar başlıca sınıflara ayrılmıştır. Bu sınıfların detayları aşağıdaki gibidir:

Sınıf 1 – Patlayıcı maddeler ve nesneler

Sınıf 2 – Gazlar

Sınıf 3 – Alevlenebilir sıvılar

Sınıf 4.1 – Alevlenebilir katılar, kendiliğinden tepkimeye giren maddeler, polimerleştirici maddeler ve duyarlılığı azaltılmış katı patlayıcılar

Sınıf 4.2 – Kendiliğinden yanmaya yatkın maddeler

Sınıf 4.3 – Su ile temas ettiğinde alevlenebilir gazlar açığa çıkartan maddeler

Sınıf 5.1 – Yükseltgen (Oksitleyici) maddeler

Sınıf 5.2 – Organik peroksitler

Sınıf 6.1 – Zehirli maddeler

Sınıf 6.2 – Bulaşıcı maddeler

Sınıf 7 – Radyoaktif malzemeler

Sınıf 8 – Aşındırıcı maddeler

Sınıf 9 – Muhtelif tehlikeli maddeler ve nesneler

Sınıf 1 – Patlayıcı maddeler ve nesneler

Listedeki ilk sınıf olan Sınıf 1’e, çevreye hasar verebilecek bir hızda, sıcaklıkta ve basınçta, kimyasal tepkimeler sonucu gazlar oluşturabilen katı veya sıvı maddeler girmektedir.

Sınıf 1’e piroteknik maddeler olarak bilinen; patlayıcı olmayan ve kendine yeterli, ekzotermik kimyasal tepkimeler sonucu ısı, ışık, ses, gaz veya duman veya bunların bir karışımı biçiminde etki vermek üzere tasarlanmış maddeler veya madde karışımları da girmektedir. Kendileri patlayıcı olmayan, ancak patlayıcı gaz, buhar veya toz bulutu oluşturabilecek maddeler ise Sınıf 1 kapsamına girmemektedir. Diğer taraftan, su veya alkol içeriği belirtilen sınırları aşan su ya da alkol emdirilmiş patlayıcılar ile plastikleştirici içeren patlayıcılar ve

gösterdikleri baskın tehlike nedeniyle Sınıf 5’e atanan patlayıcılar Sınıf 1 içerisinde değerlendirilmez.

 

Sınıf 2 – Gazlar

Sınıf 2 başlığında, saf gazlar veya gaz karışımları ile bir veya birden fazla madde ve nesne içeren gaz ve gaz karışımlar yer almaktadır. Tam tanımlama ise “50 °C’de buhar basıncı 300 kPa’dan (3 bar) büyük olan veya 101,3 kPa standart basıncında 20 °C’de tamamen gaz halde olan maddeler olarak geçmektedir. Susuz hidrojen flörür ise Sınıf 8 içerisinde yer alır. Saf gazda bulunabilen, üretim süreçlerinde oluşan veya ürünün dengesini koruma amacıyla katılan diğer bileşenler ise gazın sınıflandırmasını ve taşıma koşullarını değiştirmemektedir.

Sınıf 2 maddeler aşağıdaki gruplara ayrılır:

  1. Sıkıştırılmış gaz: Taşıma için basınç altında ambalajlandıklarında -50 °C’de tamamen gaz halde olan maddeler,
  2. Sıvılaştırılmış gaz: Taşıma için basınç altında ambalajlandığında -50 °C’nin üzerindeki sıcaklıklarda kısmen sıvı olan gazlar,
  3. Soğutularak sıvılaştırılmış gaz: Taşıma için ambalajlandığında, düşük sıcaklığından ötürü kısmen sıvı hale getirilen gazlar,
  4. Çözülmüş gaz: Taşıma için basınç altında ambalajlandığında sıvı fazlı bir çözücüde çözündürülen gazlar,
  5. Gaz kartuşları olarak da bilinen küçük, gaz içeren, aerosol püskürtücüler ve kaplar.
  6. Basınç altında gaz içeren diğer nesneler,
  7. Özel şartlara tabi basınçlandırılmamış gazlar ve gaz numuneleri,
  8. Basınç altındaki kimyasallar: Sıkıştırılmış veya sıvılaştırılmış gaz tanımına uyan bir sevk yakıtı ile basınçlandırılmış olan sıvılar, macunlar veya tozlar ve karışımları,
  9. Adsorbe gazlar: Taşıma için paketlendiğinde 20 °C’de 101.3 kPa’dan az ve 50 °C’de 300 kPa’dan az bir iç kap basıncı verecek şekilde katı gözenekli bir malzeme üzerine adsorbe edilen gazlar.

Sınıf 3 – Alevlenebilir sıvılar

Sınıf 3 olarak belirlenen “Alevlenebilir Sıvılar” başlığındaki ürünlerin, ADR 1.2.1’ye göre “sıvılar” tanımının (a) bendine göre sıvı olarak tanımlanması; 50 °C sıcaklıkta, 300 kPa’dan (3 bar) fazla olmayan buhar basıncına sahip olması ve 20 °C’de ve 101,3 kPa standart basınç altında tamamen gaz halinde olmaması gerekir. Bu sıvıların parlama noktaları 60 °C’den fazla değildir. Bunun yanında Sınıf 3 başlığı, parlama noktası 60 °C’nin üstünde olan sıvı ve erimiş katı maddeleri de kapsar. Sınıf 3 kapsamında duyarlılığı azaltılmış sıvı patlayıcılar da yer almaktadır. Bu maddeler, patlayıcı özelliklerinin bastırması için homojen sıvı bir karışım oluşturmak üzere su ya da diğer sıvı maddelerin içinde çözünmüş halde veya süspansiyon halinde bulunan patlayıcı maddelerdir.

Sınıf 3 olarak tanımlanan maddeler aşağıdaki gibi maddelere ayrılmaktadır:

F: Alevlenebilir sıvılar, ikincil riski olmayan ve bu maddeleri içeren nesneler.

F1: Alevlenebilir sıvılar, parlama noktası 60 °C ve altında olan,

F2: Alevlenebilir sıvılar, parlama noktası 60 °C’den fazla olan, parlama noktasında veya

üstündeki bir sıcaklıkta taşınan veya taşıma için aktarılan,

F3: Alevlenebilir sıvılar içeren nesneler,

FT: Alevlenebilir sıvılar, zehirli,

FT1: Alevlenebilir sıvılar, zehirli,

FT2: Pestisitler,

FC: Alevlenebilir sıvılar, aşındırıcı,

FTC: Alevlenebilir sıvılar, zehirli, aşındırıcı,

D: Duyarlılığı azaltılmış sıvı patlayıcılar.

 

Sınıf 4.1 – Alevlenebilir katılar, kendiliğinden tepkimeye giren maddeler, polimerleştirici maddeler ve duyarlılığı azaltılmış katı patlayıcılar

Sınıf 4.1’e dâhil olan alevlenebilir katılar, çabuk tutuşabilir katılar ve sürtünmeden dolayı yangına neden olabilen katılar olarak tanımlanmaktadır. Çabuk tutuşabilir katılar, kibrit yanmasına benzer şekilde, bir ateşleme kaynağı ile kısa süreli temas ettiğinde kolayca tutuşan ve hızla yayılan tozlu, tanecikli veya macunsu maddelerdir. Zehirli tutuşma ürünleri de tehlikeli maddeler arasındadır. Metal tozlar ise yangının söndürülme zorluğu nedeniyle tehlikeli maddeler içinde yer alır.

Aşağıdaki maddeler Sınıf 4.1 içerisinde yer alır:

– Çabuk tutuşabilir katı maddeler ve nesneler,

– Kendiliğinden tepkimeye giren katılar veya sıvılar,

– Duyarlılığı azaltılmış katı patlayıcılar,

– Kendiliğinden tepkimeye giren maddelerle ilgili maddeler,

– Polimerleştirici maddeler.

 

 

Sınıf 4.2 – Kendiliğinden yanmaya yatkın maddeler

Sınıf 4.2 kapsamında yer alan “kendiliğinden yanmaya yatkın madde” tanımı, havadaki oksijen ile reaksiyona girerek ısı üreten ürünleri temsil etmektedir. Üretilen ısının oranı, ısı kaybını geçerse, maddenin sıcaklığı artacaktır. Bu da söz konusu maddelerin kendiliğinden yanmasına neden olabilmektedir.

Sınıf 4.2 başlığında şu maddeler yer almaktadır:

– Piroforik maddeler, karışımlar ve çözeltiler dahil olmak üzere hava ile temas ettiğinde 5 dakika içinde tutuşan maddeler,

– Kendiliğinden ısınan maddeler ve nesneler, karışımlar ve çözeltiler dahil olmak üzere, hava ile temas ettiğinde hiçbir enerji kaynağı olmadan ısınmaya yatkın maddeler. Bu maddeler,

yalnızca büyük miktarlarda ve uzun bir süre sonunda tutuşmaktadır.

 

Sınıf 4.3 – Su ile temas ettiğinde alevlenebilir gazlar açığa çıkartan maddeler

Bu başlıkta, su ile reaksiyona girerek, hava ile patlayıcı karışımlar oluşturmaya yatkın alevlenebilir gazlar açığa çıkartan maddeler yer almaktadır. Bu tarz karışımlar; çıplak ışık, kıvılcım çıkaran el aletleri, korumasız ampuller gibi kaynaklardan çıkabilecek kıvılcımlarla kolayca tutuşabilmektedir. Tutuşma sonrası ortaya çıkabilecek patlama dalgası ve

alevler çevreye zarar verebilir. Sınıf 4.3 maddelerin belirlenmesi için ADR 2.2.43.1.4’te tarif edilen test yöntemi kullanılır.

 

Sınıf 5.1 – Yükseltgen (Oksitleyici) maddeler

Yükseltgen, yani oksitleyici maddelerin bulunduğu Sınıf 5.1, kendilerinin yanıcı olmaları gerekmediği halde, genellikle oksijen vererek başka malzemelerin yanmasına neden olan veya buna katkıda bulunan maddeleri kapsamaktadır. Sınıf 5.1’de yer alan kimyasal olarak kararsız maddeler, taşıma sırasındaki polimerizasyonu veya tehlikeli bozunmayı önlemek için gerekli önlemler alınmadan taşıma için kabul edilmemektedir. Bu nedenle, taşıma yapılacak tanklarda ve kaplarda söz konusu tepkimelere yol açabilecek malzemelerin bulunmaması gerekmektedir.

 

Sınıf 5.2 – Organik peroksitler

Organik peroksitler, iki değerlikli -O-O- yapısını içeren organik maddelere verilen isimdir. Bu maddeler tek veya her iki hidrojen atomunun organik radikallerle yer değiştirmiş olduğu hidrojen peroksit türevleri olarak bilinmektedir. Organik peroksitler; normal veya yüksek sıcaklıklarda, ekzotermik bozunmaya yatkındır. Bu maddelerde bozunma, ısı, asit ve ağır metallerle temas, sürtünme veya darbe ile başlayabilir. Sıcaklık ile artan ve organik madde formülasyonuna göre değişiklik gösterebilen bozunma tepkisi sonucunda zararlı ya da alevlenebilir gazlar ortaya çıkabilir. Bu nedenle, organik peroksitlerin taşınmasında sıcaklığın kontrol altında tutulması gerekir. Diğer taraftan, kap içerisinde tutulan organik peroksitler patlayarak da çözünebilir. Bu durumun önüne geçilmesi için seyrelticilerin eklenmesi gerekmektedir. Şiddetli bir şekilde yanabilen bu maddeler özellikle göz ile temas durumunda kalıcı hasarlara yol açabilmektedir.

 

Sınıf 6.1 – Zehirli maddeler

Zehirli maddeler arasında oldukça küçük miktarları tek bir etki ya da kısa süreli etki ile insan sağlığına zararlı olan veya öldüren; solunum yolu, deriden emilim ya da sindirim yoluyla etkili olan maddeler bulunmaktadır. Diğer yandan, genetiği ile oynanmış olan mikroorganizmalar ve organizmalar da bu sınıfın koşulları sağlamaları durumunda zehirli maddeler olarak değerlendirilebilir. Zehirli maddeler belirli derecelerde sınıflandırılmaktadır. Sınıflandırma, maddenin bir ya da daha fazla tür temas sonucundaki zehirlilik derecesinin en üst limiti baz alınarak gerçekleştirilir.

 

Sınıf 6.2 – Bulaşıcı maddeler

Bulaşıcı maddeler kapsamına farklı ürünler girmektedir.

  1. Biyolojik ürünler: başlığında canlı organizmalardan türetilmiş, imal edilmeleri ve dağıtılmaları ulusal ilgili ulusal kurumların gerekliliklerine göre yapılan ve bu kurumlarca özel yetkilendirme gerektirebilen, önleyici sağlık hizmetleri, tedavi amaçlı veya insan veya hayvanlardaki hastalıkların teşhisi için veya geliştirme, deney veya araştırma amacıyla kullanılan ürünler yer almaktadır. Bunlar, aşılar gibi tamamlanmış veya tamamlanmamış ürünler de bu kapsamda değerlendirilir.

 

  1. Kültürler: Kültürler, patojenlerin kasıtlı olarak yayıldığı bir süreçle meydana gelir. Bu tanım içerisinde insan veya hayvan hasta örnekleri yer almaz.

 

  1. Tıbbi veya klinik atıklar: Hayvanların veya insanların tıbbi tedavileri veya biyo-araştırma sonucu ortaya çıkan atıklar bu kapsama girmektedir.

 

  1. Hasta örnekleri: Araştırma, tanı, inceleme, hastalık tedavisi ve hastalığın önlenmesi amacıyla taşınan ifrazat, salgı, kan ve kan bileşenleri, doku ve doku sıvıları ile vücut kısımlarını içeren, insan ve hayvanlardan doğrudan alınan malzemeler

 

Genetiği değiştirilmiş mikroorganizmalar ve organizmalar, biyolojik ürünler, teşhis örnekleri ve kasıtlı olarak hastalık bulaştırılmış canlı hayvanlar da bu sınıf içerisinde yer almaktadır. Doğal yollardan hastalık bulaşmış hayvanların taşınması ise sadece ilgili menşe, geçiş veya varış ülkelerinin ilgili kural ve yönetmeliklerine göre düzenlenmektedir.

Hiçbir bulaşıcı madde veya organizma içermeyen bitkisel, hayvansal veya bakteriyel kaynaklı toksinler Sınıf 6.1 kapsamında değerlendirilmektedir.

 

Sınıf 7 – Radyoaktif malzemeler

Radyoaktif malzeme, ADR 2.2.7.2.2.1 ila 2.2.7.2.2.6. Maddelerinde belirtilen değerleri sevkiyatta hem aktivite konsantrasyonu hem de toplam aktivite olarak aşan radyonüklidleri içeren malzemeleri tanımlamaktadır.

 

Sınıf 8 – Aşındırıcı maddeler

Temas halinde cildin veya mukoza zarlarının epitel dokularına kimyasal zarar veren veya sızıntı olması halinde diğer maddelerde hasar veya imhaya yol açan madde ve nesneler Sınıf 8 başlığında yer alır. Bu sınıf yalnızca suyun varlığında aşındırıcı sıvı oluşturan veya havanın doğal neminin varlığında aşındırıcı buhar veya sis üreten diğer maddeleri de kapsar.

 

Sınıf 9 – Muhtelif tehlikeli maddeler ve nesneler

Sınıf 9 başlığı, taşıma sırasında diğer sınıfların başlıklarınca kapsanmayan, bir tehlike arz eden maddeleri ve nesneleri kapsar. Bu maddelere örnek; ince toz şeklinde olunduğunda sağlığı tehlikeye sokan maddeler, alevlenebilir buhar yayan maddeler, su ortamını kirletici maddeler ve yangın durumunda dioksinler oluşturabilen maddeler sıralanabilir.

UN numarası nedir?

UN numarası, taşımacılıkta kullanılan tehlikeli maddelerin taşıması sırasında, maddeleri sınıflandırmak için kullanılan numaralardır. Birleşmiş Milletler Uzmanlar Komitesi tarafından belirlenen ve United Nations’ın kısaltması olan UN numaraları, tehlikeli madde taşımalarında can ve mal güvenliğinin sağlanması için önemlidir. Taşımayı yapan taraflarının, taşınan maddelerin UN numarasını bilmesi, miktar sınırlamaları ve muafiyetler konusunda bilgilendirilmiş olması gerekir. Bu rakamlar UNXXXX şeklinde 4 haneli olarak yer almaktadır.

Tehlikeli maddelerin UN numaralarının bulunduğu listeye aşağıdaki bağlantıya tıklayarak ulaşabilirsiniz:

Tehlikeli Eşya Sınıfları ve Tehlikeli Eşya Listesi UN numaraları

ADR belgesi hangi durumlarda zorunludur?

Bu belgenin hangi durumlarda gerekli kılındığı da en çok merak edilen konular arasında gelmektedir. Tehlikeli Madde Faaliyet Belgesi Düzenlenmesine İlişkin Yönerge’de şu hüküm yer almaktadır: “Sınıf 1, Sınıf 6 ve Sınıf 7 kapsamındaki tehlikeli maddelerle iştigal eden işletmeler, herhangi bir işlem miktarına bağlı olmaksızın, Tehlikeli Madde Faaliyet Belgesi almak zorundadırlar.” Buna göre; Sınıf 1, Sınıf 6 ve Sınıf 7’ye ait tehlikeli maddelerle iş yapan tüm işletmeler taşıma miktarına bakılmaksızın TMFB evrakı almak zorundadır.

Bunun yanında, patlayıcı maddelerin de arasında bulunduğu 0 kategorisindeki maddelerle çalışan kurumların da yine miktara bakılmadan TMGD istihdam etmeleri ya da TMDK hizmet almaları zorunludur. Saydığımız maddelerin dışında kalan tehlikeli materyallerde 50 ton sınırı vardır.

Karayolu harici tehlikeli madde taşımacılığında hangi düzenlemeler geçerlidir?

ADR anlaşması karayolu taşıma modu üzerinden tehlikeli madde taşımacılığını düzenlemektedir. Bunun yanında, diğer taşıma modları için de tehlikeli maddeler için belirli anlaşmalar yapılmıştır. Bunlar aşağıdaki şekilde sıralanabilir:

ADN (Tehlikeli Malların Yurtiçi Su Yolu ile Uluslararası Taşımacılığına İlişkin Avrupa Anlaşması): 2001 yılında yürürlüğe girmiştir. Tehlikeli maddelerin yurtiçi su yollarında taşınmasıyla ilgili maddeleri düzenler.

IMDG (Tehlikeli Malların Deniz yolu ile Uluslararası Taşımacılığına İlişkin Avrupa Anlaşması): Bu anlaşmanın maddeleri ilk olarak Uluslararası Denizcilik Örgütü tarafından 1965’te açıklanmıştır. Anlaşmada, tehlikeli maddelerin taşımacılığının yanı sıra deniz kirliliğine engel olmak için zararlı maddelerin gemiler aracılığıyla taşınmasına ilişkin şartlar da yer almaktadır.

ICAO (Tehlikeli Malların Hava yolu ile Uluslararası Taşımacılığına İlişkin Avrupa Anlaşması): Endüstriyel standartları kapsamaktadır. Havayolu taşımacılığı yapan şirketlerin üye olabildiği IATA (Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği), ICAO tarafından zorunlu kılınan hükümleri içermektedir.

RID (Tehlikeli Malların Demiryolu ile Uluslararası Taşımacılığına İlişkin Avrupa Anlaşması): Demiryolu aracılığıyla tehlikeli malların taşınmasını düzenleyen bu anlaşma Convention Concerning International Carriage by Rail’in (COTIF) EK1 bölümündeki düzenlemleri içermektedir.

ADR kapsamında verilen belgeler nelerdir?

ADR anlaşması kapsamında Tasarım Tip Onay Sertifikası, Üretim ve Üretim Yeri Uygunluk Sertifikası, ADR Araç Uygunluk Sertifikası ve Muayene Sertifikası olmak üzere 4 çeşit belge verilmektedir.

Tasarım Tip Onay Sertifikası: Tehlikeli madde taşımacısı için kullanılacak tank, basınçlı kap, ambalaj, IBC, büyük ambalaj, konteynerler için verilmektedir. Belge üretici tarafından alınmaktadır.

Üretim ve Üretim Yeri Uygunluk Sertifikası: Önceki sertifika taşıyıcılar için verilirken, bu sertifika üretici tarafa verilir. Tehlikeli madde taşımacılığında kullanılan tank, basınçlı kap, ambalaj, IBC, büyük ambalaj, konteyner üreticisinin bu belgeyi alması gerekmektedir. Belgenin ömrü 3 yıl olarak belirlenmiştir.

ADR Araç Uygunluk Sertifikası: Bu sertifika aynı zamanda “pembe şeritli belge” veya T9 belgesi olarak bilinmektedir. ADR Bölüm 9 kapsamında taşıma yapan araçlar için verilmektedir. Belge araç sahibine verilir. Bir sene geçerliliği olan bu belge, aracın yıllık muayenesi sonrasında yenilenebilmektedir. Sabit tank taşıyan araçların sertifikasının mutlaka güncel olması gerekir.

Muayene sertifikası: Tehlikeli madde taşımasında kullanılan tank, basınçlı kap, konteyner ve IBC gibi ekipmanlar için düzenlenir. Belirli dönemlerde gerçekleştirilen muayene sonunda bu belgenin verilmesine karar verilir. Muayenelerin güncelliğini takip etme sorumluluğu ekipman sahibindedir.

ADR başvurusu nereden yapılır? Başvuru ücretleri nedir?

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile yapılan “Tehlikeli Maddelerin Taşınmasında Kullanılan Ambalaj, Tank ve Kapların Test, Sertifikalandırma ve Muayenelerinin Yapılması Hususunda Yetki Devri Protokolü” uyarınca test, sertifikalandırma ve muayene iş ve işlemleri TSE tarafından yapılacaktır. Başvurular tmt.tse.org.tr web sitesi üzerinden alınmaktadır.

Başvuru ücreti yapılacak işlemlere göre belirlenen fiyatlar üzerinden başvuru sahibine bildirilmektedir. Türk Standartları Enstitüsü’nden ilgili bilgiye ve uygulama ve ücret yönergesine ulaşılabilir.

SRC-5 belgesi nedir?

Sektör içinde ADR sürücü eğitim sertifikası, yanıcı ehliyeti ya da ADR belgesi olarak da bilinen SRC-5 belgesi, Karayolu Taşıma Yönetmeliğine göre tehlikeli madde taşımacılığı yapan sürücülerin almak zorunda olduğu bir mesleki yeterlilik belgesidir. Bu belge tüm tehlike sınıflarını kapsamaktadır. Belgenin geçerlilik süresi 5 yıldır. Sürenin dolması durumunda Bakanlık tarafından yetkilendirilen eğitim kuruluşlarından yenileme eğitimi alınması ve tekrar sınava girilmesi gerekmektedir.

ADR muafiyet sınırları nedir?

ADR kapsamında taşıma faaliyetinin niteliği ile ilgili olan muafiyetler; perakende satış için ambalajlanmış, kişisel ya da evsel kullanıma yönelik, hobi veya spor faaliyetleri için kullanılan malların, normal taşıma koşullarında sızıntıyı önleyici önlemlerinin alındığı taşımaları kapsar. Bu kapsamda belirlenen limit, 1 kap için 60 litre, 1 araç için ise 240 litredir. Bunun yanında işletmeler tarafından bina veya inşaat alanına sevkiyat için kullanılan ya da keşif, onarım ve bakım ile ilgili maddelerin taşınmasında, 450 litrelik bir sınır bulunmaktadır.

Taşınan miktarla ilgili taşıma muafiyetleri (1000 puan kuralı):

Taşıma başına düşen En Büyük Miktar (Taşıma Kategorisi ya da 1000 puan kuralı) kuralına göre paketlenmiş halde taşınacak tehlikeli maddeler her bir tehlikeli madde için belirlenmiş olan taşıma kategorisi limitini aşmadığı takdirde ADR’ nin bazı kurallarından muaf olarak taşınabilmektedir. Taşıma kategorilerine göre; taşınan madde miktarı, kategori katsayısıyla çarpılır. Sonuç 1000 puanın altında hesaplanırsa, taşımalar muafiyet kapsamına girer. Bunun istisnası 0’ıncıncı ve 4’üncü kategorideki maddelerdir. 0’ıncı kategorideki maddelere muafiyet kuralları kesinlikle uygulanamaz. 4’üncü kategorideki maddelerde ise miktara bakılmadan muafiyet kuralları uygulanır.

1000 puan kuralı için hesaplama aşağıda tabloya göre yapılır. Madde miktarı litre ya da kilogram olarak kullanılabilir.

 

Taşıma kategorisi 0: Bu kategorideki tehlikeli maddelerde muafiyet kuralları uygulanmaz.

Taşıma kategorisi 1: Taşınan madde miktarı x 50

Taşıma kategorisi 2: Taşınan madde miktarı x 3

Taşıma kategorisi 3: Taşınan madde miktarı x

Taşıma kategorisi 4: Bu kategorideki maddeler taşınırken her koşulda muafiyet kuralları uygulanır.

Örnek olarak; taşıma kategorisi 2 kapsamında 300 kilogram ve kategori 3 kapsamında 20 litre bir yükün taşınmasında puanlama (300×3)+(20×1) olarak hesaplanır. Sonuç 920 çıktığı ve bu rakam da 1000’in altında olduğu için söz konusu taşıma için muafiyet kuralları uygulanabilir.

Karayolu ile taşınması yasak olan maddeler nelerdir?

ADR yönetmeliğine göre belirlenen bazı malların karayolu aracılığıyla taşımasının yapılması yasaklanmıştır. Taşıması yasaklanan maddeler aşağıdaki gibidir.

  • UN0020 ve UN0021 kapsamındaki mühimmat (Zehirli paralama hakkı, fırlatma yükü ve sevk maddesi olan),
  • Nitrohidroklorik asit,
  • Hidrojen klorür (Soğutulmuş sıvı),
  • Diklorodimetil eter (Simetrik),
  • Azot trioksit
  • Metil nitrit
  • Alevlenir katı (Yükseltgen),
  • Yükseltgen katı (Kendiliğinden ısınan)
  • Yükseltgen katı (Su ile reaksiyona giren),
  • Kendiliğinden ısınan katı (Yükseltgen),
  • Su ile tepkimeye giren katı (Yükseltgen),
  • Yükseltgen katı (Alevlenir),
  • Tert-Bütil Hipoklorit.

Tehlikeli madde taşımacılığında kullanılan levhalar

Tehlikeli yükleri taşıyan araçların kolay bir şekilde anlaşılabilmesi ve içeriklerinin tanımlanabilmesi için belli levhaların kullanılması gerekmektedir. Sınıf 1 için, araçların, konteynerlerin veya MEMU’ların özel bölmeleri iki veya daha fazla uyumluluk

grubuna ait madde veya nesne taşıyorsa uyumluluk grupları levhalarda belirtilmemelidir. Farklı alt gruplara ait maddeleri veya nesneleri taşıyan araçlar, konteynerlerin veya MEMU’ların özel bölmeleri sadece en tehlikeli alt grup modeline uygun levhayı taşımalıdır. Sınıf 7 için ise kullanılan birincil risk levhası model No. 7D’ye uygun olmalıdır. Bu levha adi paketler ile küçük konteynerleri taşıyan araçlar veya konteynerler için gerekli değildir. Sınıf 9’da ise No. 9D levhalar kullanılır. Bu araçlarda, taşınan tehlikeli mal veya kalıntıları ile ilgisi olmayan levhalar sökülmeli ya da saklanmalıdır.

Turuncu plaka nedir?

Tehlikeli madde turuncu plaka levhasının, ADR kapsamında cilt 2 bölün 5.3.2.2.1’ yer alan şekilde tehlikeli malzeme taşıyan araç bölümlerinde bulunması zorunludur. Bu levhalar turuncu renkte, dikdörtgen olması gerekirken 2 tane takılması gerekir. Turuncu renkli plakanın üst kısmında bulunan numaralar maddenin tehlikesini bildirir. Alt tarafında bulunan dört basamaklı numaralar ise maddenin özelliğini tanımlamaktadır.

Turuncu plaka ve levha kodlarına ulaşmak için aşağıdaki görsele tıklayabilirsiniz:

 

Taşınan ambalajların işaretlenmesi

Tehlikeli madde taşımacılığında, taşınan maddeler de özel ambalajlama kurallarına tabidir. ADR’de aksi belirtilmedikçe, ambalaj içinde taşınan tehlikeli mallara karşılık gelen UN numarası, her bir ambalaj üzerinde okunaklı ve ufak hasarlara dayanıklı bir şekilde ön tarafta yer almalıdır. Ambalajlanmamış yüklerde ise, taşınan malın üzerinde, kafesinde ya da tutma/depolama/açma mekanizmalarında bu işaretlerin bulunması gerekir. Kullanılan tüm ambalaj işaretleri kolay görülebilir ve okunaklı olmanın yanı sıra, açık hava maruziyetine dayanabilmelidir. Kurtarma ambalajları ve basınçlı kurtarma kapları ise “SALVAGE” (KURTARMA) kelimesi ile işaretlenmelidir.

ADR taşımacılık için gerekli donanımlar

Tehlikeli maddelerin taşımacılığında, taşıma işini ifa edecek araçlarda ve sürücülerde kullanılması ve bulundurulması gereken malzemeler belirlenmiştir. Taşınan malların niteliğine göre gerekli malzemeler farklılık göstermektedir.

Taşıma ünitesinde bulunması gereken ekipmanlar:

– Her araç için, tekerleğin çapı ve taşıtın azami kütlesine uygun büyüklükte en az bir takoz,

– İki adet kendi başına durabilen ikaz işareti,

– Göz durulama sıvısı.

Her bir araç ekibi üyesi için gerekli ekipmanlar:

– Bir uyarı yeleği,

– Portatif aydınlatma gereçleri,

– Bir çift koruyucu eldiven,

– Göz koruyucu.

 

Bazı ADR sınıfları için gereken ilave koruyucu donanımlar:

– Tehlike etiketi numaraları 2.3 veya 6.1 için, araç ekibinin her bir üyesi için bir acil durum maskesi taşıma ünitesinde taşınacaktır,

– Bir kürek,

– Bir kanalizasyon örtüsü,

– Bir toplama kabı.

 

İstanbul köprülerinde ADR taşımaları

Tehlikeli yük taşımacılığı İstanbul köprüleri arasında ancak Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nden yapılabilmektedir. Buradan geçiş yapabilecek araçlarda Tehlikeli İkaz ve Turuncu Plaka, yangınla mücadele teçhizatları ve kişisel koruyucu teçhizatlar bulunmalıdır. Tehlikeli olan madde ve atıkları taşıyan araçlar köprüden yalnızca konvoy uygulamasıyla geçebilir. ADR 1 Patlayıcılar, ADR 2 Sıkıştırılmış Gazlar’a ait 2.1 Yanıcı Gazlar ve 2.3 Zehirli Gazlar Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü kullanamaz. ADS 7 Radyoaktif Maddeler ise ancak Türkiye Atom Enerji Kurumu’ndan alınan izin belgeleri ile geçiş yapabilir. Köprüden hafta içi 3, hafta sonu ve resmî tatillerde 2 defa olmak üzere itfaiye çekici ve konvoy kontrol aracı eşliğinde geçiş sağlanmaktadır. Konvoydaki araçların 50 km/s hızını aşması yasaktır.

Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nden geçiş yapmak isteyen araçlarda aşağıdaki belgelerin bulunması zorunludur:

 

  • Taşıması yapılan maddelerin bilgisini içeren Taşıma İrsaliyesi ve Sevk İrsaliyesi
  • Gümrük geçişli olan ürünlerde T1, T2, Tır Karnesi ve CMR belgesi
  • Malzeme Güvenlik Bilgi Formu (MSDS)
  • ADR’ye göre düzenlenmiş Taşıma Evrakı

 

Tehlikeli kimyasal madde konvoyları için ise ek evraklar gerekmektedir:

 

  • Türkiye Kimya Sanayicileri Derneği tarafından verilen Tedbirler Belgesi
  • Kontrol Noktalarında düzenlenen Tahsilat Makbuzu

 

Ro-Ro yoluyla ADR taşımacılığı

Ülkemiz yasalarınca tüm taşıma modlarında, taşınacak tehlikeli yüklerle ilgili bilgileri bulunduran Tehlikeli Madde Emniyet Bilgi Formu (MSDS) hazırlanması zorunludur. Ro-Ro taşımacılığı yapılacak araçlarda, taşınan malların UN numarası, PSN ismi, tehlikeli madde sınıfları, paketleme grubu, deniz kirletici olup olmadığının belirtilmesi gerekmektedir. Limanlara kabul edilen tüm araçlarda bu belgeler tehlikeli maddelerle beraber bulundurulmak durumundadır. MSDS’ler ise gemi dosyalarında tutulur.

Tehlikeli madde taşımalarınız Hubtic ile güvende

Tehlikeli madde taşımacılığı en fazla uzmanlık ve tecrübe isteyen lojistik işlemleri arasında yer alıyor. Kara, deniz, hava ve Ro-Ro taşımaları için alanında deneyimli ekibiyle hizmet veren Hubtic, tehlikeli madde taşımalarınızın kurallara uygun ve sorunsuz olarak hedefine taşınmasını sağlıyor. Hubtic ile ADR taşımalarınız için ihtiyacınız olan tüm desteği alabilir ve anlık fiyatlandırma, 7/24 yük takibi ve raporlama hizmetlerimizden faydalanabilirsiniz. Taşımalarınız için teklif almak ya da aklınıza takılan sorularda danışmak için [email protected] adresine mail atabilir ya da sayfanın altında yer alan numaralardan operasyon ekibimize ulaşabilirsiniz.

 

 

LTL taşıma

LTL (parsiyel) taşımalarda hasarlanma nedir?

LTL yani parsiyel taşımalarda hasarlanma ne anlama gelmektedir? Hasar riskini düşürmek ya da olası kayıpları telafi edebilmek için neler yapılması gerekir? LTL taşımalarda hasarlanma ile ilgili bilgileri bu yazımızda derledik.

LTL taşıma

LTL, “less-than-truckload” ya da “az miktarda kamyon yükü” olarak çevirebileceğimiz bir kavramdır. Bu tür bir nakliye hizmeti, küçük miktarlarda yük taşımak için kullanılır ve genellikle bir kamyonun boş kalan yerlerini doldurmak amacıyla tercih edilir. LTL nakliyat hizmetleri, bir kamyonun boş yerlerini doldurarak maliyetleri azaltır ve bu nedenle de oldukça sık tercih edilen bir taşıma yöntemidir. Ancak bu tür bir nakliye hizmeti, yüklerin FTL (full-truckload) taşıma yönteminden daha fazla hareket ettirilerek taşınması nedeniyle, hasarlanma riskini de artırmaktadır.

Hasarlanma, yüklerin nakliye sırasında kırılması, çatlaması ya da zarar görmesi anlamına gelir. LTL nakliyat hizmetlerinde hasar, yüklerin daha fazla hareket ettirilmesi nedeniyle daha fazla karşılaşılabilen bir durumdur. Örneğin, bir kamyonun boş yerlerini doldurmak için birçok farklı yük bir arada taşınır ve bu yüklerin birbirlerine temas etmesi hasar riskini artırır.

Şirket seçimi, hasarlanmanın riskinin azaltılması için önemli

Hasarlanma riskini azaltmak için, yüklerin doğru şekilde paketlenmesi ve ambalajlanması son derece önemlidir. Yükler, kırılma ve çarpmaların önüne geçecek şekilde paketlenmelidir. Kırılgan nitelikteki eşyaların özel kutulara konulması ve bunların da yumuşak malzemelerle çevrili olması gerekir. Ayrıca, yüklerin doğru etiketlenmesi de oldukça önemlidir. Yüklerin, taşıma planına göre yerleştirilmesi ve doğru bir şekilde elleçlenmesi için etiketleme sürecine dikkat edilmesi gerekir.  LTL nakliye hizmeti alırken hasar riskini azaltmak için, seçilecek şirketin güvenilir olup olmadığı önemli bir faktör olmaktadır. Güvenilir bir şirket, yüklerin doğru şekilde paketlenmesine ve etiketlenmesine önem verecek ve daha dikkatli bir şekilde taşımasını gerçekleştirecektir.

LTL nakliyat hasarlanma riski nasıl azaltılır?

LTL nakliyat hizmetlerinde hasarlanma riski yüksek olabilir, ancak bu riski azaltmak için bazı önlemler alınabilir. Bunlar:

Güvenilir bir nakliye şirketi seçimi: Güvenilir bir şirket, yüklerin doğru şekilde paketlenmesine ve etiketlenmesine önem verecek ve daha dikkatli bir şekilde elleçleyecektir.

Yüklerin doğru şekilde paketlenmesi: Kırılgan eşyaların özel kutulara konulması ve bunların da yumuşak malzemelerle çevrili olması gerekir.

Yüklerin doğru etiketlenmesi: Yüklerin doğru yerleştirilmesi ve kolayca elleçlenebilmesi için etiketlendirmenin hatasız bir şekilde yapması gerekir.

Sigorta yaptırılması: Hasarlanma riskini azaltmayacak ancak hasarlanma gerçekleştiğinde ortaya çıkacak finansal kaybın karşılanması için yüklere sigorta koruması sağlanması düşünülebilir. Böylece, hasarlı yüklerin değerinin karşılanması için bir güvence sağlanmış olur.

LTL nakliyat hizmetlerinde hasar riskini azaltmak için bu önlemler alınırsa, nakliye sırasında yüklerin hasarlanma riski azaltılabilir. Bu sayede, nakliye süreci daha güvenli ve sorunsuz bir hale gelebilir.

Hubtic ile hasarlanma ihtimalini düşürün!

Hubtic, hasarsız ve sorunsuz taşımacılık için güvenilir bir seçimdir. Hubtic ile gönderinizin çıkış ve varış posta kodları girdikten sonra anında fiyat alabilir, mallarınızı olabilecek en iyi koşullarda taşıyabilir ve yükünüzün durumunu takip edebilirsiniz. Hubtic, taşımanız boyunca size 7/24 destek sağlayacak uzman bir operasyon ekibine de sahiptir. İster denizyolu ister karayolu olsun, güvenilir ve hasarsız bir taşıma için en iyi hizmeti Hubtic ile alabilirsiniz. Daha fazla bilgi almak için [email protected] adresine bir mesaj bırakabilirsiniz.

Dijitalleşme

İhracat ve ithalat yapan şirketler için dijitalleşme kılavuzu

Dijitalleşme sayesinde işlemlerin hızı ve verimliliği artıyor, işlem maliyetleri azalıyor ve operasyon süreçleri hızlanıyor. Bu da ihracat ve ithalat yapan kurumların özellikle lojistik tarafında dijital hizmetlere ilgisini artırıyor. Şirketlerinin özellikle lojistik süreçlerini dijitalleştirmek isteyen ve bunun için bir başlangıç noktası arayanların sayısı artıyor. Bu yazımızda dijital yetkinliği artırmak isteyen şirketlere bir rehber sunmaya çalışacağız.  
Dijitalleşme

Son yıllarda hızını tüm sektörlerde artıran dijitalleşme, ihracat ve ithalat yapan şirketler için önemli bir etki yaratıyor. Özellikle son yıllarda, dijitalleşme sayesinde işlemlerin hızı ve verimliliği son derece artmış konumda. Dijitalleşme sayesinde, ihracat ve ithalat yapan şirketler, ürünlerinin satışını ve dağıtımını daha etkin bir şekilde yönetebiliyor.
Dijital platformlar sayesinde ürünlerin satışı ve takip edilebilirliği de kolaylaşan alanlardan. Ayrıca, dijitalleşme sayesinde işlem maliyetleri de son derece azalıyor. Sonuç olarak, dijitalleşme ihracat ve ithalat yapan şirketler için önemli bir etki yaratıyor. Dijitalleşme sayesinde işlemlerin hızı ve verimliliği artıyor, işlem maliyetleri azalıyor ve operasyon süreçleri hızlanıyor. Bu da ihracat ve ithalat yapan kurumların özellikle lojistik tarafında dijital hizmetlere ilgisini artırıyor. Şirketlerinin özellikle lojistik süreçlerini dijitalleştirmek isteyen ve bunun için bir başlangıç noktası arayanların sayısı artıyor. Bu yazımızda dijital yetkinliği artırmak isteyen şirketlere bir rehber sunmaya çalışacağız.

Lojistik sektörünün dijitalleşmesi şirketlere ne gibi faydalar sunar?

Lojistik sektörünün dijitalleşmesi, şirketler için birçok faydaya sahip olabilir. Örneğin, dijital lojistik uygulamaları sayesinde şirketler:

  • Daha etkin ve verimli bir şekilde mal ve hizmetlerini taşıyabilirler.
  • Teslimat sürelerini kısaltarak müşteri memnuniyetini artırabilirler.
  • Maliyetlerini azaltarak kârlılıklarını artırabilirler.
  • Güncel ve detaylı bilgiye anında ulaşarak karar verme süreçlerini hızlandırabilirler. • Müşteri ilişkilerini geliştirerek müşteri sadakatini artırabilirler. Ayrıca, dijital lojistik uygulamaları sayesinde şirketler daha fazla esneklik sağlayarak piyasadaki değişimlere daha kolay adapte olabilirler. Örneğin, dijital takip sistemleri sayesinde şirketler sevkiyatlarını daha etkin bir şekilde yönetebilir ve hızlı bir şekilde müşteri taleplerine cevap verebilirler.

Dijitalleşmenin lojistik sektörü üzerindeki en önemli etkilerinden biri de, iyileştirilmiş görünürlüktür. Lojistik sektöründeki şirketler, dijital araç ve teknolojileri kullanarak sevkiyatlarını gerçek zamanlı olarak takip edebilmekte, tedarik zincirlerini daha iyi anlamalarına ve ortaya çıkabilecek sorunlara daha hızlı yanıt vermelerine olanak sağlamaktadır. Bu iyileştirilmiş görünürlük aynı zamanda şirketlerin arz ve talebi daha doğru tahmin etmelerini sağlayarak stok seviyeleri ve envanter yönetimi hakkında daha iyi kararlar almalarını sağlar.

Dijital dönüşüme hangi noktadan başlamak gerekir?

Bir lojistik şirketinin dijital dönüşüme başlaması için en uygun yol, kendisi için en ihtiyaç duyduğu işlemleri ve süreçleri ele alarak bu alanlarda dijitalleşmeyi sağlamak olacaktır. Örneğin, teslimat süreçlerinin takip edilmesi, siparişlerin izlenmesi, stok takibi ve depo yönetimi gibi işlemler için dijital araçlar kullanılabilir. Bunun yanı sıra, müşteri iletişimini ve destek hizmetlerini de dijital ortamda yürütebilmek için gerekli altyapıyı oluşturmak önemlidir. Bu sayede şirket, işlemlerini daha etkin ve hızlı bir şekilde yürütebilir ve müşterilerine daha iyi bir hizmet sunabilir. Dijital dönüşüm sürecinde, şirketin çalışanlarının da bu değişimlere uyum sağlamaları ve dijital araçları kullanabilmeleri için gerekli eğitimler verilmelidir.

Şirketler lojistik süreçlerinde dijital dönüşüm yapmak için ne kadar bütçe ayırmalı?

Bir şirketin lojistik süreçlerinde dijital dönüşüme gidebilmesi için ne kadar bütçe ayırması gerektiği konusunda çok genel bir cevap vermek oldukça zor. Dijital dönüşüm bütçesi, bir lojistik şirketinin büyüklüğü, ihtiyaçları ve hedeflerine bağlı olarak değişebilir. Önemli olan, lojistik şirketinin dijital dönüşüm için yeterli bir bütçe ayırması ve bu bütçeyi etkin bir şekilde yönetmesidir. Dijital dönüşüm, lojistik şirketinin verimliliğini ve karlılığını artıracak, ancak bu değişikliklerin maliyeti de olacaktır. Bu nedenle, lojistik şirketleri, dijital dönüşüm için yeterli bir bütçe ayırmalı ve bu bütçeyi doğru bir şekilde yönetmelidir. Bütçeyi yönetme konusunda verilebilecek en iyi önerilerden biri de dijitalleşme konusunda uzman olan partnerlerden destek almak ve bu sistemleri işlerinize entegre etmektir.

Dijitalleşme bütçesi nasıl belirlenir?

Lojistik operasyonları için dijitalleşme merkezli bir bütçe planı oluştururken, ilk olarak şirketin mevcut durumunu ve hedeflerini değerlendirmesi gerekir. Bu değerlendirme sonucunda, dijitalleşme için hangi alanlara yatırım yapılması gerektiğine karar verilebilir. Örneğin, bir ihracat ya da ithalat şirketinin hedefi müşterilerine daha hızlı ve doğru teslimat yapmak ise, müşteri iletişim sistemlerini geliştirme ve güncelleme, teslimat sürecini otomatikleştirme ve veri analizi yaparak teslimat performansını iyileştirme gibi alanlara yatırım yapılması gerekebilir. Dijitalleşme için bütçe planı oluştururken, aşağıdaki adımları takip etmek faydalı olabilir:
Mevcut durum ve hedeflerin belirlenmesi: Öncelikle şirketin mevcut durumunu ve hedeflerini belirlemek gerekir. Bu, şirketin dijitalleşme için hangi alanlara yatırım yapması gerektiğini belirlemek için önemlidir.
Dijitalleşme stratejisinin belirlenmesi: Dijitalleşme için hangi alanlara yatırım yapılacağı belirlendikten sonra, dijitalleşme stratejisi oluşturulabilir. Bu strateji, şirketin dijitalleşme hedeflerine ulaşmak için hangi adımların atılması gerektiğini belirtir.
Bütçe planının oluşturulması: Dijitalleşme stratejisi belirlendikten sonra, bu stratejiyi gerçekleştirmek için gereken bütçe planı oluşturulur. Bu plan, dijitalleşme için gereken yatırımların maliyetlerini ve bu yatırımların hangi süreçlerde gerçekleştirileceğini belirtir.
Bütçe planının uygulanması ve izlenmesi: Bütçe planı oluşturulduktan sonra, bu planın uygulanması ve izlenmesi gerekir. Bu, şirketin dijitalleşme hedeflerine ulaşıp ulaşmadığını ortaya koymakta, gelişimin izlenmesini kolaylaşırmaktadır.

Dijital lojistik partnerleri ile çalışmanın avantajları nedir?

Dijital yönü güçlü lojistik şirketleriyle çalışmanın birçok avantajı vardır. Öncelikle, dijital kasları güçlü olan hizmet sağlayıcılar, ihracat ve ithalat yapan şirketler için teslimat süreçlerini hızlandırır ve daha etkin hale getirir. Bu, ürünlerin müşterilere daha hızlı ulaşmasını ve satışların artmasını sağlar. Ayrıca, dijital süreçler, ihracat ve ithalat yapan şirketler için teslimat süreçlerini daha güvenilir hale getirir. Bu şirketler, teslimat sürecini izleme ve takip etme konusunda gelişmiş teknolojilere sahiptir ve bu sayede ürünlerin teslimatının ne zaman ve nerede olduğunu takip edebilirler. Bu, ürünlerin kaybolma veya hasar görme riskini azaltır ve müşterilerin güvenini kazanır.
Dijital hizmetler, taşıması olan şirketler için teslimat süreçlerini de daha maliyet etkin hale getirir. Bu hizmetler, teslimat sürecinde kullanılan malzemeleri ve araçları en verimli şekilde kullanarak maliyetleri azaltabilirler. Ayrıca, dijital yönü güçlü lojistik şirketleri, teslimat sürecini optimize ederek zaman ve enerji tasarrufu sağlar. Bu sayede, ihracat ve ithalat yapan şirketler, dijital lojistik şirketleriyle çalışarak hem zaman hem de maliyet açısından kazanç sağlayabilirler. Bu sayede, ihracat ve ithalat yapan şirketler müşteri memnuniyetini ve kârlılıklarını da artırma fırsatına ulaşabilirler.

Hubtic ile ihracat ve ithalat süreçlerinde avantaj yakalayın!

Dijital lojistik partneri olarak, Hubtic, ihracat ve ithalat taşımalarında birçok avantaj sağlar. Dijital platform sayesinde tüm süreçlerin otomatikleştirilmesi ve bilgi paylaşımının hızlı ve doğru bir şekilde gerçekleştirilmesi sayesinde zaman tasarrufu sağlayan Hubtic, ihracat ve ithalat taşımalarının daha hızlı ve verimli bir şekilde gerçekleştirilmesine yardımcı olur. Çeşitli nakliye yöntemleri ve ulaşım araçlarının kullanımı sayesinde müşterilerinin ihtiyaçlarına en uygun taşıma seçeneklerini sunar. Bu sayede, müşterilerin ihracat ve ithalat taşımaları için en uygun maliyetleri hesaplayabilir ve en uygun fiyat tekliflerini sunabilir. Hubtic ayrıca, yurtdışındaki partnerleriyle olan işbirliği sayesinde, ihracat ve ithalat taşımalarının uluslararası boyutta da gerçekleştirilebilmesine yardımcı olur. Aynı zamanda müşterilerin uluslararası pazarlara açılmalarına yardımcı olur ve onlar için en uygun rotaları belirler. Hubtic, müşterilerine tüm süreç boyunca yüksek seviyede destek sağlayarak, müşterilerin ihracat ve ithalat taşımaları sırasında ortaya çıkabilecek sorunları çözebilir ve müşterilerine en iyi hizmeti sunar.

Sağdaki alana e-posta adresinizi girerek Hubtic Blog bültenimize abone olabilirsiniz.

Komple taşımacılık görseli

Komple taşımacılık nedir? FTL ve FCL taşıma ne anlama gelmektedir?

Komple taşımacılık nedir? FTL ve FCL taşıma ne anlama gelmektedir? Komple taşımacılığın avantajları nedir? Bu ve benzeri soruların cevabını blog yazımızda bulabilirsiniz. Komple taşımacılık görseli Komple taşımacılık; karayolu, denizyolu, demiryolu gibi taşıma modlarında kullanılan bir taşıma türüdür. Komple taşımacılıkta konteyner ya da kullanılan taşıma ünitesinin tamamı belirli bir markanın ya da şirketin mallarıyla tam olarak doldurulur. Komple taşımacılığın karşılığı olan parsiyel taşımacılıkta bir taşıma ünitesi içinde farklı göndericilere ait olan mallar yerleştirilebilirken, komple taşımacılıkta tek bir tarafa ait yük tek bir araç ile hedefine sevk edilmektedir. Komple taşımacılık; karayolunda kamyon ve kamyonetler, denizyolunda konteynerler, demiryolunda vagonlar ve havayolunda charter ve kargo uçakları tarafından gerçekleştirilebilmektedir.

FTL nedir? FCL nedir?

Komple taşımacılık aynı zamanda FTL ya da FCL olarak adlandırılmaktadır. FTL, Full Truck Load yani Tam Kamyon Yükü anlamına gelirken; FCL, Full Container Load yani Tam Konteyner Yükü anlamı taşımaktadır. Bu terimler taşıma yapılan aracın ya da konteynerin tamamının tek bir gönderici tarafından doldurulduğunu göstermektedir. Bu taşıma yönteminin parsiyel taşımacılığa göre belirli avantajları bulunurken aynı zamanda parsiyel taşımacılığın da komple taşımacılıkla ulaşılamayan faydaları vardır.

Komple (FTL, FCL) taşımacılığın avantajları nelerdir?

Komple taşımacılığın parsiyel taşımacılığa göre pek çok avantajı bulunmaktadır. 
  • Komple taşımacılıkta yük doldurma noktasından teslimat noktasına kadar açılmadan ve üzerinde bir müdahalede bulunulmadan ulaşmaktadır. Bu da malların hasar görme riskini azaltır.
  • Yükler sadece taşımanın başında ve sonunda elleçlenmektedir. Elleçlenme kaynaklı zarar görme ihtimali parsiyel taşımacılığa göre daha düşüktür.
  • Taşınan mallar farklı rotalara girmek zorunda kalmadan direkt olarak boşaltma noktasına doğru hareket etmektedir. Taşımayı yapan aracın farklı noktalara dağıtım yapmaması operasyonu hızlandırmaktadır.
  • Araçların tamamen doldurulmuş olması taşımalarda maliyet avantajı sağlamaktadır. Komple taşımacılık birim fiyat olarak parsiyel taşımacılığa oranla daha hesaplı bir sevkiyat türüdür.
  • Komple taşımacılıkta araçlar tamamen doldurulduğu için gelecek ek yüklerin beklenilmesi gerekmez ve araç direkt yola çıkarak hedefine daha kısa sürede varır.
  • Yükün tek bir noktada toplanması eksik ya da yanlış taşımaların önüne geçmektedir.
  • Araçlarda genelde tek tip bir yükün toplanması istifleme süreçlerini hızlandırmakta ve kolaylaştırmaktadır.
  • Parsiyel taşımacılıkta tercih edilmeyen palet ve varil gibi yükler ve ayrıca dökme nitelikteki yükler komple taşımacılıkta kolay bir şekilde nakliye edilebilmektedir.

Hubtic ile komple taşımacılık için anında navlun teklifi

Komple (FTL ve FCL) ithalat ve ihracat taşımalarınızda yükünüze uygun araçları sağlıyoruz. Hubtic olarak sunduğumuz 3,5t Minivan (420x210x200cm), 7,5t TIR (600x240x220cm), 12t TIR (720x240x250cm) ve 40t TIR (1360x240x250cm) seçenekleri ile web sitemiz üzerinden komple taşımalarınıza en uygun navlun teklifini bir dakikanın altında bir sürede alabilirsiniz. Taşıma teklifi almak için ise ücretsiz web uygulamamız üzerinden yalnızca yükleme ve boşaltma noktalarının posta kodlarını girmeniz ve taşımanın yapılacağı tarihi seçmeniz yeterli.

Sağdaki alana e-posta adresinizi girerek Hubtic Blog bültenimize abone olabilirsiniz. 

İntermodal taşıma konteyneri

Intermodal taşımacılık nedir? Intermodal taşımacılık türleri nelerdir?

İntermodal taşımacılık nedir? Kombine taşımacılık nedir, intermodal taşımacılık türleri nelerdir? İntermodal taşımacılık hakkındaki tüm detayları öğrenmek için sizler için hazırladığımız yazımızı okuyabilirsiniz. İntermodal taşıma konteyneri İntermodal taşımacılık, uluslararası ticaretin gelişmesiyle beraber verimliliğinin artması, müşterilere kapıdan kapıya hizmet verilebilmesi ve taşımacılık operasyonlarında karbon ayakizinin azaltılabilmesi için günümüzde lojistik sektöründe bir gereklilik hâline gelmiştir. Küresel ticaret hacminin artması ve teknolojinin hızlı bir şekilde gelişmesiyle beraber uluslararası taşımacılık uygulamaları karayolu, denizyolu, demiryolu ve havayolu taşımacılık yöntemlerinin beraber kullanıldığı bir intermodal taşımacılık anlayışına geçmektedir. Müşterilerin güncel ihtiyaçlarına yönelik hizmetlerin aksama olmadan ilerlemesi ve sevkiyatların herhangi bir gecikme ya da sorunla karşılaşmadan tamamlanması intermodal taşımacılığın özünü teşkil etmektedir. İntermodal taşımacılık kısaca taşıyıcının, taşımanın tamamından ya da bir kısmından sorumlu olduğu, birden fazla taşıma türü ya da aracının kullanıldığı taşıma modelidir. Taşımacılık için ideal yöntem, malların göndericiden alıcı tarafa kadar tek bir araçla taşınmasıdır. Uluslararası taşımalarda ise müşterinin talepleri, işlerin kendine has nitelikleri, yük kapasitesi, coğrafi koşullar, uluslararası yasa ve düzenlemeler nedeniyle tek bir taşıma aracının kullanılması bazı durumlarda imkânsız ya da verimsiz olabilmektedir.

Birim taşıma maliyetini düşürebilir

Kıtalar arası taşımacılıkta genelde birden fazla taşıma modunun kullanılması gerekmektedir. Bunun yanında aynı kıta üzerinde gerçekleştirilen taşımalarda da karayolu, deniz yolu, demir yolu ve hava yolu yöntemleri beraber bir şekilde kullanılabilmektedir. Taşıma kararlarını genelde en çok etkileyen etken taşımanın ne kadar ekonomik olduğudur. Artan küresel rekabet ortamıyla beraber taşıma sektörünün de daha hızlı ve daha ekonomik bir hâle gelmesi gerekmektedir. Bu rekabet ortamında yer almak isteyen şirketlerin rekabet avantajı sağlayacak ve aynı zamanda hizmetlerini geliştirerek kapıya kadar teslimat yapmalarını sağlayacak modellere ihtiyacı doğmaktadır. İntermodal ve kombine taşımacılık ise hem hizmet genişliği hem de taşıma birim maliyetinin düşürülmesi konusunda en iyi alternatiflerden birini sunmaktadır. Bunun yanında günümüzde karbon ayak izi ile ilgili endişeler ve uluslararası kurumlar tarafından bu çerçevede gerçekleştirilen düzenlemeler hızla artmaktadır. Diğer taraftan, karayolu trafiğinin azaltılması ve kazaların azaltılması için de pek çok düzenleme hayata geçirilmiştir. Söz konusu düzenlemeler de intermodal taşımacılığın öne çıkmasına neden olmaktadır.

İntermodal taşıma yönteminin avantajları ve dezavantajları

Kombine taşımacılık, zaman kayıplarını en aza indirirken ekonomik ve çevre dostu bir taşımacılık hizmeti sağlamaktadır. Bunun yanında yükün “birim yük” hâline çevrilmesi ve aktarım yapacak terminallerin farklı modlara uygun olması gibi ihtiyaçlar bu taşıma modunun olumsuz özellikleri olarak gösterilebilmektedir.

Kombine ve intermodal taşımacılık yönteminin avantajları

İntermodal taşımacılığın diğer taşımacılık yöntemlerine göre pek çok avantajı bulunmaktadır. Bunları şöyle açıklayabiliriz: 1- İntermodal taşımacılık, aktarmalı taşımalarda operasyon bürokrasisini azaltarak, taşınan malların daha az evrakla hedefine ulaşmasını sağlamaktadır. 2- İşlem sürelerinin kısalmasını sağlamakta ve toplam taşıma masraflarını azaltmaktadır. 3- Coğrafi koşullar nedeniyle aktarmalı taşımacılıkta oluşabilen zaman kayıplarının önüne geçmektedir. 4- Konteyner ya da taşıma kapları ile birleştirilmesi sayesinde parça yüklerin seri bir şekilde sevkiyat ve teslimatını mümkün kılmaktadır. 5- Taşıma içerisinde yer alan birimlerin birbirleriyle uyumlu olması sonucunda optimizasyon elde edilmektedir. 6- İntermodal taşımada özel yükleme araçlarının kullanılmasıyla beraber taşıma sürelerinde uyumluluk ve avantaj sağlanmaktadır. 7- Ekonomik olmayan mesafelerde diğer taşımalara göre daha rasyonel bir ulaşım modeli sunmaktadır. 8- Geleneksel aktarmalı taşımacılık büyük ölçüde manuel emeğe gerek duymaktadır. Kombine taşımacılık ise özelikle yükleme ve boşaltma işlemlerinde teknolojik ekipmanların kullanılması sayesinde aktarmanın daha kısa sürelerde yapılmasını sağlamaktadır. 9- İntermodal taşımacılık tedarik süreçlerine hız kazandırmaktadır. Bu sayede maliyetleri düşürmekte ve zamanında teslim benzeri avantajlar sağlamaktadır.

 İntermodal taşımacılığın dezavantajları

1- İntermodal taşımacılıkta yükler, birim yük haline getirilmelidir. Bazı yüklerin ise konteyner ya da palet ile taşınması mümkün değildir. Bu da birim yüke dönüştürülemeyen malların intermodal taşıma ile sevkinin yapılamaması anlamına gelmektedir. 2- Taşıma terminallerinin ve kombine taşımacılık yapan araçların teknolojik olarak birbiriyle uyumlu olması gerekmektedir. Bazı durumlarda bunu sağlayacak altyapının tamamlanması maliyetli olabilmektedir. 3- İntermodal taşımacılık belirli bir deneyim gerektirmektedir. Yük süreçlerinin organize edilmesi için deneyimli işletmelerin görev alması gerekmektedir.

 Kombine taşımacılık modelleri

Alınan yükün hedef noktaya kadar birden fazla taşıma aracı ya da taşıma modeliyle taşınmasına, taşımanın özelliklerine göre farklı isimler verilmektedir. Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konseyi (UNCTAD) tarafından bu taşıma türleri ile ilgili aşağıdaki tanımlamalar ortaya konmuştur. Bunlar; 1- Tek modlu taşıma (Unimodal transport), 2- Modlar arası taşıma (Intermodal transport), 3- Çoklu taşımacılık (Multimodal transport), 4- Kombine taşımacılık (Combined transport) olarak sıralanabilir.

Tek modlu taşımacılık (Unimodal transport)

Yükün bir ya da birden fazla taşımacı tarafından tek bir taşıma modeli kullanılarak gerçekleştirildiği taşımacılık türü tek modlu taşıma olarak adlandırılmaktadır. Bu taşımacılık türünde karayolu, denizyolu, demiryolu ve havayolu taşıma modelleri kullanılabilir.

Modlar arası taşımacılık (Intermodal transport)

Bu yöntem, birden fazla aracın ve taşıma modelinin kullanıldığı taşıma yöntemidir. Taşıyıcı taraf, taşımanın bütünü ya da bir bölümünden sorumlu olabilmektedir. Bu yöntemler havayolu ve karayolu, demiryolu ve karayolu, denizyolu ve demiryolu gibi pek çok kombinasyonu içermektedir. Bu taşımacılık modelinde, taşımayı organize eden şirketler sadece kendi gerçekleştirdikleri taşımanın sorumluluğunu alıyorsa buna “Bölümlenmiş ya da Parçalı Taşıma” (segmented transport) adı verilmektedir. Taşıma ile ilgili belgeler ise sorumluluğun paylaşımına göre farklılık gösterebilmektedir.

Çoklu taşımacılık (Multimodal transport)

Farklı taşıma araçlarıyla, birden fazla taşıma türünden faydalanılan taşımacılık türüne çoklu taşımacılık ismi verilmektedir. Birleşmiş Milletler Çoklu Taşımacılık Konvansiyonu’nda belirlenen maddelere göre çoklu taşımacılık; taşımanın büyük bir bölümünün deniz-içsular yolu ve demir yolu ile başladığı ve kısa mesafelerde karayolunun kullanıldığı taşımacılık türüdür.

Kombine taşımacılık (Combined transport)

Kombine taşımacılık kısaca, tek bir taşıma aracıyla birden fazla taşımacılık türü kullanılarak gerçekleştiren taşıma modelidir. Intermodal taşımacılığın daha sınırlı bir biçimidir. 300 kilometreden uzun ve ana hattı demiryolu ya da denizyolu olan taşımalar için avantajlı bir taşıma şeklidir. Bu modelde taşımanın büyük bir kısmı denizyolu ve karayolu üzerinden gerçekleştirilmekte, taşımanın sonlandırılması ise karayolu ile yapılmaktadır.

İntermodal taşımacılığın temelleri

İntermodal taşımacılık, geleneksel taşımacılık modellerine göre birkaç bileşenin birbirini takip ettiği taşımacılık zinciridir. Buna göre yükler, farklı taşıma birimleri arasında aktarımlarla beraber hedef alıcıya sevk edilmektedir. İntermodal taşımacılık başlıca 3 temel üzerinde konumlanmaktadır. Bunlar; 1- Taşıma araçları, 2- Taşıma terminalleri, 3- Taşıma üniteleri olarak sıralanmaktadır.

Taşıma araçları

İntermodal taşımacılık içerisinde en çok kullanılan taşıma araçları kamyon, gemi, uçak ve trendir.

Kamyon

Kombine taşımacılık içerisinde kamyonlar, taşıma başlangıcı ve taşımanın sonlandırılması sırasında yaygın olarak kullanılmaktadır. Özellikle başlangıç üretim noktasından yükün terminallere sevki ve boşaltım terminallerinden depolara sevkiyatta kamyonlardan faydalanılmaktadır.

Tren

Karayolu araçlarının kullanımına ülkeler tarafından getirilebilen sınırlamalar ve özellikle Avrupa ülkelerinde demiryolu ağının son derece yaygın olması taşımacılık için tren kullanımının artmasına neden olmaktadır. Trenlerin birden fazla sayıda konteyneri tek seferde taşıyabiliyor olması ise intermodal taşımacılık süreçlerinde önemli bir avantaj sağlamaktadır. Tren ile yapılan kombine taşımalarda çekici ile birlikte taşıma (karayolu çekici ya da römorkunun özel bir piggy back vagona yüklendiği taşıma şekli) ve çekici olmadan taşıma (konteyner ve çekicisiz römorkların taşınması) yapılabilmektedir.

Gemi

İntermodal taşımalarda konteyner gemileri ve Ro-Ro gemileri yaygın olarak kullanılmaktadır. Konteyner gemilerinin tam konteyner ve yarı konteyner olmak üzere iki çeşidi bulunur. Tam konteyner gemileri, teknolojik donanımları ve bu sayede çok kısa sürelerde yükleme ve boşlatma yapılmasına izin vermesi nedeniyle en efektif ve limanda kalma süresi en düşük gemilerdir. Bahsettiğimiz gibi, gemi taşımaları karayolu çekicisi ile taşıma ve karayolu çekicisi olmayan taşıma şekilde iki şekilde yapılmaktadır. Çekici olan taşıma Ro-Ro taşımacılığı olarak da bilinirken, çekicisiz olan taşımalarda konteyner ve palet gibi taşıma birimleri kullanılmaktadır.

Uçak

Uçaklar ile genelde hacim olarak düşük ancak değer olarak yüksek olan yüklemelerin taşımaları yapılmaktadır. Havayolu taşımacılığı zaman konusunda büyük bir avantaj kazandırmakta ancak birim maliyeti olarak en yüksek taşımacılık türlerinin arasında gelmektedir. Uçakla yapılan intermodal taşımalarda daha düşük hacimli sevkiyatlar yapılmakta ve tamamlayıcı taşıma türü olarak genelde karayolu taşıyıcıları kullanılmaktadır. Uçakla yapılan taşımalarda dökme (bulk) kargolar ve birim hâline dönüştürülmüş (unitised cargo) kargolar kullanılmaktadır.

Taşıma terminalleri

Taşıma terminalleri kombine taşımacılık yapılabilmesi için en önemli ögeler arasında gelmektedir. Bir taşıma terminali en az iki taşımacılık modelini birbirine bağlayacak yapıda olmak zorundadır. Özel donanımlı taşıma aygıtları bulunan deniz terminalleri hem karayolu hem de demiryolunu birbiriyle bağlayarak intermodal taşımacılık için en önemli terminaller arasında gelmektedir. Çok kısa sürelerde yükleme ve boşaltım yapılabilmesi sağlayan bu terminaller aynı zamanda yüksek taşıma kapasitesi ile de kombine taşımacılığa destek sağlamaktadır.

Taşıma üniteleri

Başlıca intermodal taşımacılık üniteleri; konteyner, palet ve treylerden oluşmaktadır. Bunların arasında kombine taşımaya en uygun olanı konteynerdir. Aslında, kombine taşımacılığın merkezinde konteynerlerin olduğu söylenebilir. Etkili bir kombine taşıma sürecinin elde edilmesi için yüklerin birim yük haline getirilmesi gerekmektedir. Malların yükleme terminallerinde tekrar elleçlenmeden başka taşıma modellerine aktarılabilmesini mümkün kılan konteynerler, 15 tonluk bir yükün sadece dakikalar içinde boşaltılmasına ve yüklenmesine olanak vermektedir. Söz konusu intermodal taşımacılık süreçlerinde bu avantajlara sahip olan konteynerlerden daha fazla yararlanılabilmesi için liman işletmeleri, gemi armatörleri, karayolu ve demiryolu işletmelerinin mümkün olduğunca işbirliğine gitmeleri ve operasyonlarını birleştirmeleri gerekmektedir.

İntermodal taşımacılık hizmeti Hubtic’te!

Alman menşeli dijital lojistik şirketi Hubtic olarak karayolu, denizyolu ve intermodal taşımacılıkta 40’tan fazla ülkeye taşıma yapıyoruz. Hubtic’in sunduğu hizmetler sayesinde taşımanız için navlun teklifinizi dakikalar içinde alabilir, yükünüzü yol boyunca takip edebilir ve dilerseniz yükü takip edebilecekleri bir bağlantıyı müşterilerinizle paylaşabilirsiniz. Bunun yanında taşıma belgelerinin tamamına istediğiniz yerden ulaşabilirsiniz. Taşıma süresince dilediğiniz her konuda, alanında uzman destek ekibimizden 7/24 destek alabilirsiniz. Hubtic Blog’u takip etmek ve sektörle ilgili en güncel bilgilerden haberdar olmak için aşağıdaki formu doldurabilirsiniz.      

Sağdaki alana e-posta adresinizi girerek Hubtic Blog bültenimize abone olabilirsiniz. 

Parsiyel taşıma süreci

Parsiyel taşımacılık nedir?

Parsiyel (LTL, LCL) taşımacılık nedir? Parsiyel taşımacılığın avantajları nedir? Parsiyel taşıma fiyatları nasıl hesaplanır? Parsiyel taşımacılık ile ilgili merak ettiğiniz tüm bilgiler blog yazımızda.   Parsiyel taşıma süreci Parsiyel taşıma; karayolunda bir kamyonu (Less Than Truck Load, kısaca LTL), denizyolunda bir konteyneri (Less Than Container Load, kısaca LCL), havayolunda bir uçağı ve demiryolunda bir vagonu doldurmayan yüklerin birleştirilerek toplu olarak sevk edilmesidir. Uluslararası ticaret yapan araçlar tek taşımada tam olarak doldurulabileceği gibi, birden fazla işletmeye ait parsiyel yükler taşıyabilmektedir. Yani; parsiyel taşımacılık aynı taşıma güzergâhında bulunan farklı göndericilerin orta ve küçük ölçüdeki eşyalarının ve mallarının birleştirilerek tek bir araç ile (kamyon, konteyner vs.) taşımasının yapılması anlamına gelmektedir. Parsiyel taşımacılıkta eşyalar konsolide olarak taşındığı için, içerisinde malların beraber taşınmasından dolayı risk oluşturmayacak, yeterli hacimdeki ve ağırlık kapasitesindeki araçların kullanılması gerekmektedir. Parsiyel taşımacılık aynı zamanda ekonomik avantajları ile de öne çıkmaktadır. Komple yapılan taşımalarda aracın tamamının doldurulması ve tam sefer ücretinin ödenmesi gerekmektedir. Parsiyel olarak yapılan taşımalarda ise yükün miktarı tam bir aracı doldurmaya yetmese bile taşıma yapılabilmekte, buna paralel olarak da hacmi daha düşük olan malların daha avantajlı fiyatlarla taşıması tamamlanabilmektedir. Birden fazla parça yük ile aracın doldurulması nakliyat yapan firmaların araçlarını doldurmalarını mümkün kılarak fayda sağlamakta, ithalatçı ve ihracatçılar ise bu sayede komple büyüklükte olmasa da yüklerini uygun maliyetlerle istedikleri konumlara taşıyabilmektedir.

Parsiyel taşımacılığın avantajları nedir?

Parsiyel taşımacılığın komple taşımacılığa göre pek çok avantajı bulunmaktadır:
  • Tam bir konteyneri ya da vagonu dolduramayacak olan malların farklı lokasyonlara taşımasının yapılmasına imkân vermektedir.
  • Nakliyeciler için araçların boş ya da yetersiz yükle dönmesinin önüne geçmektedir.
  • Boyutuna uygun olarak fiyatlandığı için maliyet avantajı sunan bir taşıma türüdür.
  • Çok sayıdaki yükün farklı bölgelere taşımasının yapılmasına imkân vermektedir.
  • Araçların yüklenmesinde oluşan bekleme sürelerini en aza indirmektedir. Daha hareketli bir taşımacılık sürecini mümkün kılmaktadır.

Parsiyel taşıma fiyatları nasıl hesaplanır?

Parsiyel taşımacılık yapılırken sevk edilecek yükün özellikleri büyük önem taşımaktadır. Bu yüklerin belirli boyutlarda olması, elleçleme sürecinde hem kolaylık sağlamakta hem de ne kadar taşıma yapılabileceğini belirlemektedir. Öncelikle dikkat edilen veriler, taşımasının yapılacağı malların en ve boy ölçüleri, kapladıkları alan ve hacimleridir. Fiyat belirlemesi ise metreküp bazında hacmine ve lademetre olarak ağırlığına göre belirlenmektedir. Parsiyel yüklerin istiflenmesi için pek çok yöntem kullanılmaktadır. Özellikle ambalajlama ve etiketleme işlemleri parsiyel taşımacılıkta son derece önemlidir. Karayolunda lademetre hesabı ise basit bir şekilde şöyle yapılmaktadır: 1 metreküp (m3) 333 kiloya denk gelmektedir. 3 metreküp 1 tona denk gelmektedir. 1 lademetre (ldm) ölçü birimi ise 1,75 tona eşittir. Parsiyel yüklerin metreküp olarak hesaplanması ise en, boy, yükseklik ve adet rakamlarının birbiriyle çarpılmasıyla yapılmaktadır. Fiyatların belirlenmesinde sadece malların ağırlığı dikkate alınmamaktadır. Taşımanın belirli bir hacimsel konteyner içinde yapılması gerektiği için, malların hacmi de göz önüne alınmak zorundadır. Taşımanın fiyatlanması, gidilecek rota, ağırlık ve lademetre ölçülerine göre belirlenmektedir. Daha sık taşıma yapılan rotalarda parsiyel navlun fiyatları düşerken, taşımaların sık yapılmadığı ve dönüş yükünün bulunmasının zor olduğu rotalarda bu rakamlar yükselebilmektedir.

Parsiyel taşımacılık türleri nelerdir?

1-    Karayolu parsiyel taşımacılık

En yaygın taşımacılık yöntemlerinden biri olan karayolu taşımacılık, parsiyel taşımacılığın yapıldığı başlıca taşıma modları arasında gelmektedir. Farklı yüklemeler aynı araçla taşındığından dolayı depodan yüklenen mallarda istifleme sürecinin son derece özenli bir şekilde yapılması; ambalajlama, etiketleme ve paketleme süreçlerine ekstra önem gösterilmesi gerekmektedir. Bu süreçlerin düzgün bir şekilde yapılıyor olması yol sırasında meydana gelebilecek devrilme, ezilme ya da hasar görme gibi sorunların önüne geçmektedir. Bu taşıma yönteminde parsiyel yükler hedeflerine oldukça hızlı bir şekilde ulaştırılmaktadır.

2-    Denizyolu parsiyel taşımacılık

Dünyadaki taşımaların büyük bir kısmı denizyolu taşımacılık ile sevk edilmektedir. Denizyolunda parsiyel yüklere karayolundakinden farklı olarak Tam Konteynerden Az ismi verilmektedir. Bu da kısaca Less Than Container Load (LCL) olarak tanımlanmaktadır. Gümrüklemesi yapılmış olan malları taşıyan deniz taşımacılığında her boyuttaki parsiyel yük güvenli bir şekilde dünyanın dört bir yanına ulaştırılabilmektedir.

3-    Havayolu parsiyel taşımacılık

Havayolu taşımacılığı, araçların sahip olduğu üstün hız kabiliyeti nedeniyle en hızlı taşımacılık yöntemidir. Bunun yanında havayoluyla taşınan yüklerin büyük bir bölümü parsiyel yüklerden oluşmaktadır. Diğer taşımacılık yöntemlerine gör daha masraflı ancak hız olarak çok daha avantajlı olan bu yöntemde yine yüklerin istiflenesine azami önem verilmesi ve ambalajlama/paketleme süreçlerinin doğru bir şekilde gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

4-    Demiryolu parsiyel taşımacılık

Demiryolu taşımacılığında, diğer taşıma yöntemlerine göre daha az olsa da parsiyel yükler de taşınmaktadır. Burada yükler lokomotiflere bağlı olan vagonlardaki konteynerlerde istiflenmektedir. Demiryolu taşımacılığı ve demiryolunun dâhil olduğu intermodal taşımacılık genel olarak daha doğa dostu bir taşıma yöntemi olması nedeniyle tercih edilmektedir. Bunun yanında çoğu durumda taşımalarda maliyet avantajı da sunmaktadır.

Parsiyel taşıma nerelere yapılır?

Türkiye’den pek çok ülkeye parsiyel taşımacılık yapılmaktadır. Parsiyel taşımacılığın en yoğun olarak gerçekleştiği ülkelerin başında Almanya gelmektedir. Almaya’yı takiben Rusya, ABD, Çin, Birleşik Krallık, İtalya ve Irak ülkelerine de hem ihracat hem de ithalat taşıması olmak üzere pek çok parsiyel taşıma seferi yapılmaktadır. Bunun yanında Orta Doğu, Uzak Doğu ve Kuzey Afrika bölgelerine de yüksek miktarda parsiyel taşıma gerçekleştirilmektedir.

Parsiyel taşımacılıkta Hubtic hızı ve güveni

Almanya menşeli taşımacılık uzmanı Hubtic her türlü parsiyel taşımalarınız için hız, güven ve en iyi fiyatları bir arada sunuyor. İster komple (FTL, FCL) ister parsiyel (LTL, LCL) olsun, her türlü taşımanızda bir dakikanın altında navlun teklifi sunan Hubtic, katma değerli dijital hizmetleri ile de taşıma süreçlerinizi kolaylaştırıyor. Hubtic’in sunduğu ücretsiz dijital hizmetler sayesinde taşımalarınız için anında teklif alabilir, yükünüzü anlık olarak takip edebilir ve lojistik operasyonunuzu tek ekrandan yönetebilirsiniz.  

Sağdaki alana e-posta adresinizi girerek Hubtic Blog bültenimize abone olabilirsiniz. 

Incoterms 2020 güncel liste

Incoterms nedir? Incoterms 2020 uluslararası teslim şekilleri nelerdir? (Güncel liste)

İhracat ve ithalat için kullanılan taşıma şekilleri nelerdir? Incoterms nedir? Incoterms uluslararası teslim şekilleri nelerdir? EXW, FCA, FAS, FOB, CFR, CIF, CPT, CIP, DAP, DPU ve DDP nedir? Bütün bu soruların cevabı yazımızda.

Incoterms 2020 güncel liste

Incoterms nedir?

Incoterms (Uluslararası Ticari Terimler), malların satışı aşamasında gerekli olan uluslararası kuralları ifade etmektedir. Satın alma siparişi hazırlanırken, sevkiyat için paketleme ve etiketleme yapılırken ya da menşei şahadetnamesi hazırlarken Incoterms uluslararası satıcı ve alıcılara yol göstermektedir. Bu terimler uygulanması zorunlu olmasa da satıcı ve alıcının arasındaki anlaşma sonucunda bağlayıcı olabilmektedir.
Dünyanın her tarafında farklı kurallar ve hukuki uygulamaların kullanılıyor olması ortak terimler üzerinde anlaşılmasını zorunlu kılmış, 1936 yılından bu yana güncellenerek yayınlanan Incoterms terimleri küresel ticarete düzen getirmeye başlamıştır. Ulusal ticaret politikalarından farklı olarak daha evrensel bir yapıda olan Incoterms kuralları ticarete öngörülebilirlik katmaktadır. Söz konusu kurallar, herhangi bir malın satıcı taraftan (ihracatçı) alıcı tarafa (ithalatçı) gönderimi sırasında tarafların yükümlülüklerini, sigorta ilişkilerini ve masrafların hangi tarafa ait olduğunu düzenlemektedir.
En basit anlatımla Incoterms, şu konulara açıklık getirmektedir:

  • Satılan malın teslim edileceği yer
  • Navlun giderlerini hangi tarafın karşılayacağı
  • Taşıma sırasında ve sonrasındaki zararları kimin tazmin edeceği
  • Sigorta masraflarının hangi tarafa ait olduğu

Günümüzde hangi Incoterms terimleri geçerlidir?

1919 yılında kurulan ICC (Milletlerarası Ticaret Odası) tarafından 1923 yılında küresel ticarette kullanılan terimler incelenmiş ve arasındaki farklar ortaya çıkarılmaya başlamıştır. 1928 yılında ise 30 ülkedeki ticaret kurallarına anlaşılırlık kazandıracak yeni bir araştırma ile çalışmanın sınırları genişletilmiştir. Bunu takiben 1936 yılında ICC, deniz taşımasında 6 terimi belirleyen ilk Incoterms çalışmasını yayımlamıştır. Incoterms terimleri ve kapsamı yıllar boyunca artarak devam etmiş, 1990 yılında yayımlanan “Incoterms 1990” versiyonu intermodal taşıma gibi modern yöntemleri de kapsayacak şekilde genişletilmiştir. Bundan sonra 2020 yılına kadar her 10 yılda bir ticaret hayatındaki yeni gelişmeleri gözeterek bu terimler güncellenmiştir. En son güncelleme 1 Ocak 2020’de yürürlüğe giren Incoterms 2020’dir.

Incoterms terimleri nelerdir?

İhracat ve ithalat için kullanılan taşıma şekillerini kategorilere ayıran Incoterms için günümüzde güncel 11 terim bulunmaktadır. Bunlar aşağıdaki şekilde sıralanabilir;

  • EXW (Exworks, İşyerinde Teslim)
  • FCA (Free Carrier, Taşıyıcıya Masrafsız Teslim)
  • FAS (Free Alongside Ship, Gemi Yanında Masrafsız Teslim)
  • FOB (Free On Board, Gemide Masrafsız Teslim)
  • CFR (Cost And Freight, Masraflar ve Navlun Dahil Teslim)
  • CIF (Cost, Insurance and Freight, Masraflar, Sigorta ve Navlun Dahil Teslim)
  • CPT (Carriage Paid To, Taşıma Ücreti Ödenmiş Olarak Teslim)
  • CIP (Carriage and Insurance Paid To, Taşıma Ücreti ve Sigorta Ödenmiş Teslim)
  • DAP (Delivered At Place, Belirtilen Adreste Teslim)
  • DPU (Delivered At Place Unloaded, Belirtilen Yerde Eşya Boşaltılmış Teslim)
  • DDP (Delivered Duty Paid, Gümrük Resmi Ödenmiş Olarak Teslim)

EXW (Exworks, İşyerinde Teslim): EXW, satıcı açısından riskin ve sorumluluğun en düşük olduğu teslim şeklidir. Satıcı, elindeki malları taşıyıcıya yüklemeden ve gümrükten geçirmeden; işletmesinde, fabrikasında ya da deposunda alıcı için hazır tutmakla yükümlüdür. Bu modelde teslim yerinin belirlenmesi çok önemlidir. Teslim noktasında malların hazır tutulması sonrası, malın teslim alınmasına ve taşınmasına ilişkin tüm masraflar ve riskler alıcıya aittir.

FCA (Free Carrier, Taşıyıcıya Masrafsız Teslim): FCA teslim şeklinde malları gümrükten geçiren satıcı, bu malları belirtilen noktada alıcı tarafından seçilen taşıyıcıya iletir. Malların alıcının ülkesine nakliyesi için belirlenmiş araca kadar taşınması süresince ön taşıma giderleri ve mala ilişkin risk satıcının sorumluluğundadır. Malların tesliminden sonra riskler ve masraflar alıcıya geçmektedir. Sigorta alıcı tarafından yapılır. FCA, tüm taşıma modlarında kullanılabilen bir teslim şeklidir.

FAS (Free Alongside Ship, Gemi Yanında Masrafsız Teslim): Deniz taşımacılığında kullanılmaktadır. FAS teslim şeklinde, satıcı mallarını belirtilen limanda geminin yanına yerleştirilerek teslim eder. Malların gümrüklemesinin de satıcı tarafından yapılması gerekmektedir. Taşınan malların limanda geminin yanına taşınmasına kadar sorumluluklar satıcının üzerindedir. Malların geminin yanına yerleştirilmesinden itibaren her türlü risk ve masraf alıcı tarafa geçecektir. Sigorta ise yine alıcı tarafından yaptırılmaktadır.

FOB (Free On Board, Gemide Masrafsız Teslim): Deniz ve içsu taşımacılığında kullanılır. FAS’tan farklı olarak mallar gemide teslim edilir. Söz konusu mallar, anlaşılan yükleme limanında, alıcı tarafından seçilen gemiye yönlendirilir. Malın ihracına ilişkin tüm gümrük işlemleri ve vergiler satıcının sorumluluğundadır. Gemiye kadar olan masraflar satıcıya aitken malların gemiye yüklenmesinden sonraki masraflar ve riskler alıcınındır. Ülkemizde en çok kullanılan teslim şekilleri arasındadır.

CFR (Cost And Freight, Masraflar ve Navlun Dahil Teslim): CFR teslim şeklinde satıcı malları gemide teslim eder ya da gemide teslim edilmiş malları tedarik eder. Taşınan mallara ilişkin hasarlar ve diğer türlü masraflar, mallar gemide bulunduğunda alıcı tarafa geçer. Satıcı, ise malların ihracı için gerekli ihraç izinlerini veya diğer resmi izinleri alır. Bunun yanında gümrük işlerini de tamamlar. Satıcı, malların sözleşilen limana getirilmesi için taşıma anlaşması yapar ve navlun ile masrafları kendisi öder. Bu teslim şeklinde satıcının sigorta yapma yükümlülüğü yoktur ancak sigortanın yapılabilmesi için gerekli bilgileri alıcıya sağlamakla yükümlüdür.

CIF (Cost, Insurance and Freight, Masraflar, Sigorta ve Navlun Dahil Teslim): CIF teslim şekli üstte bahsettiğimiz CFR teslim şekli ile genel olarak aynı özellikleri taşımaktadır. Aralarındaki tek fark mala ilişkin sigortanın satıcı tarafından yapılmasıdır.

CPT (Carriage Paid To, Taşıma Ücreti Ödenmiş Olarak Teslim): CPT teslim şeklinde satıcı, malların gümrük işlemlerinin yapılmasından ve tayin edilen taşıyıcıya teslim edilmesinden sonra yükleme ile ilgili bilgi ve evrakları alıcıya iletir. Mallar taşıyıcıya iletildikten sonra risk ve masraflar alıcı tarafa geçer. CFR teslim şekli ile aynı özellikleri taşıyan CPT’nin farkı, CPT’nin tüm taşıma modlarında kullanılabiliyor olmasıdır.

CIP (Carriage and Insurance Paid To, Taşıma Ücreti ve Sigorta Ödenmiş Teslim): CIP teslim şekli CIF teslim şekli ile neredeyse aynıdır. İki taşıma şeklinin arasındaki fark, CIP’nin tüm taşıma modellerinde kullanılabiliyor olmasıdır. Bu teslim şeklinde malın sigortası satıcı tarafından yaptırılır. Malların nakil aracına tesliminden sonra ise sorumluluk alıcıya geçer.

DAP (Delivered At Place, Belirtilen Adreste Teslim): “Belirlenen Adreste Teslim” kuralı, satıcının malları önceden belirlenen varma noktasındaki taşıma aracından boşaltmadan alıcıya teslim ettiğini ifade eder. DAP teslim seklinde satıcı malları gümrüklemek, taşıma sözleşmesi yaparak malları belirlenen varış noktasına götürmek ve malları araçtan boşaltmadan alıcı için hazır tutmakla yükümlüdür. Risk ve masraflar; malların alıcının emrine hazır tutulmasına kadar satıcıya aittir. Bundan sonra ise alıcı tarafa geçmektedir. Bu teslim şeklinde sigorta satıcı tarafından yaptırılır.

DPU (Delivered At Place Unloaded, Belirtilen Yerde Eşya Boşaltılmış Teslim): DPU teslim şeklinde satıcı mallarını belirlenen varış noktasındaki taşıma aracından boşaltmış bir şekilde alıcıya teslim eder. Malların, alım satım sözleşmesinde belirlenen noktaya getirilerek alıcıya verilmesine kadar oluşan risk ve masraflar satıcı yükümlülüğündedir. Mallar bu noktaya ulaştıktan ve boşaltıldıktan sonra doğacak vergiler ve taşıma masrafları alıcının sorumluluğundadır. Sigorta sorumluluğu satıcıda olmasa da sigortayı satıcı tarafın yapması beklenmektedir.

DDP (Delivered Duty Paid, Gümrük Resmi Ödenmiş Olarak Teslim): DDP teslim şekli, satıcının sorumluluğunun en yüksek olduğu teslim şeklidir. Bu yönüyle Exworks’ün (EXW) tam tersi konumundadır. Bu yöntemde satıcı, malları gümrüklemek, taşımak ve anlaşılan varış noktasında götürmekle sorumludur. Alıcının tek sorumluluğu ise belirlenen varış yerinde malları boşaltmaktır. DDP teslim şeklinde sigortayı da satıcının yapması beklenmektedir.

Aşağıdaki görsele tıklayarak tam sayfa versiyonunu görüntüleyebilirsiniz.
Incoterms 2020 listesi

Incoterms kategorileri nelerdir?

Incoterms 2020; E (Departure, Kalkış), F (Main Carriage Unpaid, Taşıma Ücreti Ödenmemiş), C (Main Carriage Paid, Taşıma Ücreti Ödenmiş) ve D (Arrival, Varış) olmak üzere 4 ana kategoriye bölünmüştür.

E Grubu:

  • EXW (Exworks, İşyerinde Teslim)

E grubu, satıcının elindeki malları kendi işletmesinde ya da belirlenen başka bir depo ya da fabrikada teslim etmesidir. Bu teslim şeklinde mal ihraç gümrüğünden geçirilmez ve taşıyıcı araca yüklenmez. Sadece alıcıya teslim için hazır bir şekilde bekletilir. E grubu, satıcının en az yükümlülüğü olan Incoterms türüdür.

F Grubu:

  • FCA (Free Carrier, Taşıyıcıya Masrafsız Teslim)
  • FAS (Free Alongside Ship, Gemi Yanında Masrafsız Teslim)
  • FOB (Free On Board, Gemide Masrafsız Teslim)

F grubu, satıcı tarafın elindeki malları belirlenen taşıyıcıya risk ve masraflar alıcıya ait olmak üzere teslim ettiği durumları gösterir. Taşıma masrafları alıcı tarafından karşılanacaktır. Satıcının sigorta yaptırma yükümlülüğü yoktur.

C Grubu:

  • CFR (Cost And Freight, Masraflar ve Navlun Dahil Teslim)
  • CIF (Cost, Insurance and Freight, Masraflar, Sigorta ve Navlun Dahil Teslim)
  • CPT (Carriage Paid To, Taşıma Ücreti Ödenmiş Olarak Teslim)
  • CIP (Carriage and Insurance Paid To, Taşıma Ücreti ve Sigorta Ödenmiş Teslim)

C grubunda, satıcının bazı giderleri üstlenmesi gerekmektedir. Yani satıcı, taşıma masraflarını üstlenerek alıcı ile anlaşmaktadır. Bu terimde satıcı, mallarını sözleşmede bahsedilen taşıyıcıya teslim eder. Risk ve masraflar taşıyıcıya teslim edilme anından itibaren alıcıya geçmektedir.

D Grubu:

  • DAP (Delivered At Place, Belirtilen Adreste Teslim),
  • DPU (Delivered At Place Unloaded, Belirtilen Yerde Eşya Boşaltılmış Teslim)
  • DDP (Delivered Duty Paid, Gümrük Resmi Ödenmiş Olarak Teslim)

D grubu, malların anlaşılan varış noktasına gelene kadar sorumluluğunun satıcı tarafında olduğu belirtilir. Bu grupta ulaşımdaki tüm masraf ve riskler satıcı tarafına aittir.

Taşıma şekline göre Incoterms terimleri

Incoterms terimleri taşıma modlarına göre farklılık göstermektedir. Belirli taşıma şekillerinde sadece belirli terimler geçerlidir. Bunlar şu şekilde sıralanabilir:

Karma taşıma dahil tüm taşıma modları:

  • EXW
  • FCA
  • CPT
  • CIP
  • DAP
  • DPU
  • DDP

Hava taşımacılığı:

  • FCA

Demiryolu taşımacılığı:

  • FCA

Deniz ve içsu taşımacılığı:

  • FAS
  • FOB
  • CFR
  • CIF

Incoterms 2010 ile Incoterms 2020 arasındaki farklar nelerdir?

Incoterms küresel ticaret dünyasındaki değişiklikler ve trendlerle beraber son dönemlerde 10 yılda bir güncellenmektedir. Bu güncellemeler aksi belirtilmedikçe tüm teslim şekillerini etkilemektedir. Son gelen güncelleme olan Incoterms 2020’nin bir önceki Incoterms 2010’dan farkları şu şekildedir:

  • Incoterms 2020’de FCA (Taşıyıcıya Masrafsız Teslim), malların gemilere yüklenmesinden önce konşimentoya yerleşik bir yükleme kaydı yapılması ek seçeneğini sağlar.
  • Incoterms A9/B9 kurallarında masraflar merkezi bir hâle getirilmiştir.
  • CIP taşıma şekli, asgari Enstitü Emtea Klozu teminatı içeren en az bir sigorta gerektirmektedir.
  • Free Carrier (FCA, Taşıyıcıya Masrafsız Teslim), Delivered at Place (DAP, Belirtilen Adreste Teslim), Delivered at Place Unloaded (DPU, Belirtilen Yerde Eşya Boşaltılmış Teslim) ve Delivered Duty Paid (DDP, Gümrük Resmi Ödenmiş Olarak Teslim) teslim şekillerinde malların herhangi bir üçüncü taraf taşıyıcı olmaksızın, kendi taşıma araçları kullanılarak taşınabileceğini belirtmektedir.
  • Delivered at Terminal (DAT, Terminalde Teslim), varış noktasının sadece bir “terminal” değil, herhangi bir nokta olabileceğini belirtmek için Delivered at Place Unloaded (DPU, Belirtilen Yerde Eşya Boşaltılmış Teslim) şeklinde değiştirilmiştir.

Uluslararası taşımacılıkta Hubtic güvencesi

Alman merkezli lojistik uzmanı Hubtic, uluslararası taşımalarınızda en iyi fiyatları; hız, güven ve uzmanlıkla beraber sunuyor. Sadece bir dakikada istediğiniz rotada navlun teklifi almanıza imkân sağlayan Hubtic sayesinde lojistik sektörünün geleceğini deneyimleyebilirsiniz. Yükünüzün nerede olduğunu gerçek zamanlı olarak takip edebilir, taşımalarla ilgili dokümanları online olarak görüntüleyebilir ve sonlandırabilirsiniz. Taşıma işleminiz süresince dilediğiniz her konuda, alanında uzman destek ekibimizden 7/24 destek alabilirsiniz. Daha fazla bilgi almak için aşağıdaki formu doldurarak bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Sağdaki alana e-posta adresinizi girerek Hubtic Blog bültenimize abone olabilirsiniz.

Navlun görseli

Navlun bedeli nasıl hesaplanır? Navlun nedir? 

Karayolu, denizyolu ve havayolunda navlun nasıl hesaplanır? Navlun teşvikleri nedir? Merak ettiğiniz tüm bilgiler bu blog yazımızda.  Navlun görseli Navlun teriminin ne olduğu ve navlun bedelinin denizyolu, karayolu ve havayolu gibi taşıma modellerinde nasıl bir şekilde hesaplandığı, lojistik sektöründe en çok merak edilen sorular arasında gelmektedir. Hesaplama yöntemlerine girmeden önce navlunun ne olduğu ve günümüzde hangi durumları tasvir etmek için kullanıldığına bir göz gezdirmek gerekmektedir. 

Navlun nedir? 

Dış ticarette bir noktadan diğer bir noktaya taşıması gerçekleştirilen malların tümüne verilen navlun ismi, zamanla gemide taşınan yük için istenecek ücret anlamında kullanılmaya başlanmıştır. Bu terimin zamanla karayolu, demiryolu ve havayolunda da taşıma hizmetine karşılık olarak alınan bedelle eş manada kullanımı yaygınlaşmaya başlamış, günümüzde ise genel bir taşıma bedeli terimi olarak oturmuştur. 

Navlun teşvikleri nelerdir? 

İhracat ve ithalatçılara bazı durumlarda devlet tarafından teşvik verilmektedir. Verilen teşviklerle amaçlanan hedefler; ülkenin dış ticaretini canlandırmak, sektörü büyütmek ve iktisadi durumu iyileştirmek olabilir. Navlun giderleri ile ilgili KOSGEB kapsamında destek alınabilir. KOSGEB tarafından destek alınabilmesi için talep edilen projenin hazırlanması ve projeyi açıklayacak bir iş planının oluşturulması gerekmektedir. Bazı durumlarda ticaret bakanlığı tarafından verilecek olan ihracat ve dış ticaret destekleri kapsamı içerisinde de teşvikler bulunabilir.

Karayolu taşımacılığında navlun nasıl hesaplanır? 

Karayolu taşıma modeli, hem hızı ve esnekliği hem de ulaşabildiği geniş taşıma ağı ile lojistik operasyonlarında en çok tercih edilen ve en yaygın kullanılan modeller arasında gelmektedir. Burada navlunun hesaplanması için birden fazla değişken dikkate alınmaktadır. Öncelikle, malın komple ya da parsiyel yük olması fiyatlara etki eden başlıca faktörler arasında gelmektedir. Komple karayolu taşımacılığında, taşımayı yapacak aracın çıkış noktası ve varacağı konum arasındaki mesafeye bakılır. Parsiyel taşımacılıkta ise önce yüklerin belirli bir çarpanla birleştirilmesi sonucu “navlun fiyatlandırmasında uygulanacak ağırlık” hesaplanır ve buna göre navlun fiyatı çıkarılır.  Karayolu taşımacılığı fiyatlandırmasını etkileyen faktörlerden biri arz ve talep dengesidir. Yapılacak ihracatın yoğunluğuna göre navlun fiyatları aşağı ya da yukarı yönlü hareket edebilmektedir. Bunun yanında taşımanın yapılacağı mesafe de en önemli etkenler arasındadır. Yakın bir ülkeye yapılacak ihracat taşıması ile başka bir kıtadaki ya da uzak bir lokasyona yapılacak taşımalar arasında navlun farkı meydana gelmektedir. Bunun yanında, nakliyecilerin en büyük sorunlarından biri, taşıma yaptıkları noktada dönüş yükü bulmakta zorluk çekmeleridir. Bu nedenle Türkiye ve Rusya ya da Almanya ve Türkiye arasındaki taşımalar hem dönüş yükünün nispeten kolay bulunması hem de taşıma firmalarındaki rekabet nedeniyle daha hesaplı olabilmektedir.  

Denizyolu taşımacılığında nasıl hesaplanır?

Dünya ticaretinin büyük bir kısmının gerçekleştirildiği denizyolu taşımacılığı, hacim olarak büyük yüklerin taşımasında yoğun olarak kullanılmaktadır. Denizyolu taşımacılığında navlun hesaplanması için öncelikle yükün Ro-Ro, parsiyel ya da konteyner olarak taşınması dikkate alınır. Yükün parsiyel olması durumunda öncelikle yükün brüt ağırlığı üzerinden hacimsel ağırlığı hesaplanır ve buna göre bir fiyatlandırma hazırlanır. Denizyolunda yapılacak hesaplamalarında; taşınacak malların ağırlığı ve taşımanın yapılacağı mesafe dikkate alınmaktadır. 

Havayolu taşımacılığında nasıl hesaplanır? 

Yüklerin çok hızlı bir şekilde taşınmasını mümkün kılan havayolu taşımacılığında daha ziyade hacmi küçük ancak değeri yüksek malların sevkiyatı sağlanmaktadır. Değeri yüksek malların yanı sıra hızlı ulaştırılması gereken, hasar görebilecek ya da bozulabilecek malların taşınmasında da kullanılmaktadır. Havayolu taşıma yönteminde normal yükler ve özel yükler olarak iki kategori vardır. Navlun fiyatlarının hesaplanmasında yükün hangi kategori içerisinde yer aldığı dikkate alınmaktadır. Normal yükler genel yükleri temsil ederken; özel yükler arasında tehlikeli ve değerli eşyalar, hatta canlı hayvanların taşınması da eklenebilir. Havayolunda maliyet hesaplanırken yükün türü, yükün brüt ağırlığı ve ölçüleri dikkate alınmaktadır. Diğer taşıma yüklerine göre taşıma kapasitesi limitli olduğu için yükün ebatları ve ağırlığı son derece önemlidir. Yükün hesaplanmasında son adım ise malların taşınacağı mesafedir. Nihai hesaplama saydığımız maddeler dikkate alındıktan sonra gerçekleştirilir. 

Navlun sözleşmesi hangi durumlarda sona erer?

Navlun sözleşmesi bazı özel durumlarda sona ermektedir. Aşağıda belirttiğimiz hâllerde sözleşme sona erdirilmiş sayılabilir: -Pişmanlık navlununun ödenmesiyle, -Taşıyıcıya devlet ya da yabancı bir devletin el koyması durumunda, -Taşıması gerçekleştirilecek mallar üzerinde ihraç ya da ithal yasağı konması hâlinde, -Yükleme ya da varma limanının ablukaya alındığı durumlarda, -Savaş hâlinde, -İmkânsızlık durumunda.

Hubtic ile dakikalar için navlun teklifi

Dijital lojistik partneriniz Hubtic, taşımalarınızı daha hızlı, daha şeffaf ve daha verimli hâle getiriyor. Hubtic üzerinden taşımalarınız için dakikalar içerisinde teklif alabilir, taşımalarınızı 7/24 yol boyunca takip edebilir ve konumu dilediğiniz kişilerle paylaşabilir, evraklarınızı ise online dokümantasyon yönetimi hizmetimiz sayesinde istediğiniz yerden görüntüleyebilirsiniz. Taşımalarınızı Hubtic ile gerçekleştirmek hemen bizimle iletişime geçin!  

Sağdaki alana e-posta adresinizi girerek Hubtic Blog bültenimize abone olabilirsiniz. 

Dijital kamyon

Lojistik alanında dijitalleşme trendleri

Lojistik sektöründe dijital dönüşüm trendleri nelerdir? Dijitalleşmenin lojistik sektörüne etkileri nedir? Lojistik şirketleri neden dijital yatırımlarına ağırlık vermeli? Lojistik alanında en güncel dijitalleştirme trendlerini okuyucularımız için değerlendirdik. Dijital karayolu kamyonu Çoğu sektör geçtiğimiz birkaç yıldan başlayarak yoğun şekilde dijitalleşme programlarını başlatmış durumda. Lojistik sektörü içinde de gerek sektöre yeni giren aktörlerin getirdiği rekabet gerekse de artan müşteri beklentileri olsun, küresel ticaretin devamlılığının pürüzsüz bir şekilde sürdürülebilmesi için geleneksel operatörlerin iş yapış süreçlerini değiştirerek dijital döneme aktarması gerekiyor. Dünyanın yeniliklere en hızlı adapte olan sektörlerinden biri olarak lojistik sektörünün bu konuda büyük bir avantajı bulunuyor. 2026 yılında 16 trilyon dolara ulaşması beklenen bu sektörde dijital dönüşümü süreçlerine entegre edebilenlerin pastadan en büyük payı alacağı düşünülüyor.

Dijitale geçmek için doğru zaman

Bugünlerde dijital dönüşüm şirketler üzerinde daha fazla baskı oluşturuyor, yeni teknolojileri entegre etme süreçlerinin her zamankinden daha çok stratejik önem kazandığı görülüyor. Bu nedenle şirketler daha önceden iş yapış bilgileri olmayan alanlarda rekabet etmek durumunda kalıyor. Yapılan küresel bir araştırmaya göre, her 10 şirket yöneticisinden 9’u geçtiğimiz 2 yıl içinde büyük çaplı bir dijital dönüşüm projesi için start verdiklerini söylüyor. Ekonomik açıdan en yüksek başarıyı gösteren şirketler ise, dijital çabalarından en fazla dönüş almayı başaran şirketler ile aynı. Rekabetçilerinin gerisinde kalmamak için lojistik sektörünün oyuncularının da, ya yeni teknolojiler üzerinde yatırımlarını artırması ya da teknoloji üreten şirketlerle iş birliğine gitmesi gerekiyor.

Lojistik alanında Endüstri 4.0 zamanı

Lojistik sektörü de dahil olmak üzere tüm sektörlerde paradigma değişiyor ve Endüstri 4.0’a doğru kayıyor. Bu da teknolojinin artık iş süreçlerini destekleyici bir parça olmaktan çıktığını, sürecin kendisinin bir parçası olduğunu gösteriyor. Rekabet avantajı, verimlilik ve esneklik gibi tüm faktörler günümüzde şirketlerin teknolojiyi entegre etme konusunda ne kadar başarılı oldukları üzerinden belirleniyor. Tedarik zincirini baştan sona dönüştüren konum takibi, Big Data (Büyük Veri), yapay zeka ve şeylerin interneti (internet of things) gibi kavramlar lojistik alanında da dönüşümün anahtarı konumunda.

Lojistik dijitalleşme nedir?

“Dijitalleşme” en basit haliyle “bir verinin dijital formata aktarılması” olarak tanımlanıyor. Dijitalleşme, analog olarak bulunan verilerin dijital platformlara uygun olarak dönüştürülmesi ve saklanması anlamına geliyor. Bu, fiziksel bir dosyanın pdf. formatına dönüştürülerek bilgisayarda saklanmasından, sevkiyat bilgilerinin blockchain olarak kaydedilmesine ve hatta araçların yol bilgisinin anlık olarak alınarak gerçek zamanlı bir şekilde müşteriye yansıtılmasına kadar geniş bir yelpazede hizmetleri kapsıyor.

Lojistik sektöründe dijitalleşme trendleri

Lojistik sektörünün dijitalleşmesi için kullanılan araçlar her geçen gün daha akıllı, bağımsız ve hassas hâle geliyor. Günümüzde çok büyük verileri yakalayabilen, işleyebilen ve analiz edebilen sistemler bulunuyor. Bu sistemleri kullanabilen ve yeni trendleri takip edebilen kurumlar önemli bir rekabet avantajı elde ediyor. Lojistik sektörünü derinden etkileyecek trendleri şu şekilde sıralayabiliriz: Bilginin dijitalleşmesi Big Data ve gerçek zamanlı bilgi Şeylerin interneti Otonom araçlar Yapay zekâ

Bilginin dijitalleşmesi

Analog verilerin dijital bir ortama aktarılması lojistik şirketleri tarafından atılan ilk adımlardan biri. CRM (müşteri ilişkileri yönetimi), rota planlama sistemleri, ERP (kurumsal kaynak planlama) ve online doküman takibi gibi teknolojiler, manuel olan süreçleri dijitale taşıyarak bu süreçleri çok daha kolay ve rahatça işlenebilir bir hale getiriyor. Bu uygulamalar şirketlerin işini kolaylaştırarak verimliliği artırırken müşteri memnuniyetini de yukarı taşıyor.

Big Data ve gerçek-zamanlı bilgi

Dijital dönüşümle beraber elde edilebilen veriler artarken bu verilerin miktarı da hızla yükseliyor. Rotalar, hava durumu, trafik yoğunluğu, coğrafi bölgeye göre arz ve talep ilişkileri gibi verilerin gerçek zamanlı olarak gözden geçirilmesi ve bulut tabanlı sistemlerle işleme alınması, tedarik zincirinin 360 derecelik bir görünümünün yakalanmasını sağlıyor. Bu bilgiler, karar verme ve zaman/gider optimizasyonu noktasında doğru kararların verilmesine olanak sağlıyor.

Şeylerin interneti

Şeylerin interneti yük taşımalarının güvenli ve otomatik bir şekilde yapılmasına olanak sağlayan önemli bir teknoloji. Bu sayede fiziksel dünyadan alınan veriler kolay bir şekilde dijital veri tabanlarına yüklenebiliyor ve diğer cihazlarla eşleştirilebiliyor. Yol takip cihazları, akıllı depolar ve sürüş destek sistemleri bu teknolojiye örnek olarak gösterilebilir

Otonom araçlar

Otonom araçlar sektörün dinamiklerini değiştirecek teknolojik inovasyonlardan biri konumunda. İnsan etkileşimi olmadan sürüş yapılabilmesini mümkün kılan bu araçlar en iyi rotayı tespit ederek yolda geçirilen zamanı azaltabilir, optimum hızda giderek yakıt tasarrufu sağlayabilir ve bu sayede lojistik şirketlerinin verimliliğini artırabilir. Bunun yanında son dönemde etkisini hissettirmeye başlayan sürücü arzındaki düşüşün çözümü olarak da otonom araçlar öne çıkıyor.

Yapay zekâ

Belirli örüntüler yaratmanın ötesinde, yapay zekâ araçları makine öğrenmesi sistemlerini kullanarak yeni bağlantılar kurabiliyor. Depolarda envanter süreçlerine katkıda bulunabilen yapay zekâ aynı zamanda taşıma emirlerini düzenleyebiliyor ve ürünlerin yol sırasında yeniden yönlendirilmesine olanak veriyor.

Hubtic ile geleceğin lojistiğini deneyimleyin

Lojistik süreçlerindeki dijital partneriniz Hubtic, yüksek teknoloji altyapısı ile taşıma süreçlerini dijitalleştiriyor. Geliştirdiği taşımacılık algoritması sayesinde araçlarda doluluk oranını üst seviyede tutan ve bu sayede seferlerde en iyi navlun fiyatlarını mümkün kılan Hubtic, canlı araç takibi ve online evrak yönetimi ile zaman kazandırıyor ve iş süreçlerinizde verimlilik sağlıyor. Yükünüzü taşıyan araçların nerede olduğunu Hubtic ile anlık olarak takip edebilir ve dilerseniz müşterilerinizle de paylaşabilirsiniz. Hubtic’in çok sayıdaki avantajından faydalanmak için aşağıdaki formu doldurabilir, yurtdışı karayolu ve denizyolu taşımalarınız için geleceğin lojistik dünyasını tecrübe edebilirsiniz.

Sağdaki alana e-posta adresinizi girerek Hubtic Blog bültenimize abone olabilirsiniz.